Wehrlos Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Alle meine Sinne haben mich wehrlos gelassen.
Dann sind sie wehrlos.
Öyleyse gezegen çok savunmasız.Manchmal sind wir so wehrlos.
Bazen insan çok savunmasız oluyor.Im Sund von Salamis. Die griechische Flotte liegt wehrlos.
Salamis Körfezi sınırlarında… Yunan filosu savunmasız.Meine Schwester starb wehrlos und unschuldig.
Kardeşim masum ve savunmasız şekilde öldü.Aber die Hirsche sind nicht völlig wehrlos.
Ama geyikler tamamen savunmasız değil.Nicht so wehrlos.
Çok savunmasız değil.Sir, damit wären wir praktisch wehrlos.
Efendim, bu bizi fiilen savunmasız bırakır.Auf den ersten Blick wirkt er wehrlos.
İlk bakışta o duruşla savunmasız görünüyor.Damit ist die Erde wehrlos.
Bomba Dünyayı savunmasız bırakır.Falls Winchester wehrlos ist… Wieso habt Ihr diese Frau hergebracht?
Winchester savunmasızsa lordum… Kadını neden yanınızda getirdiniz?Ich war wehrlos und….
Ben savunmasızdım ve….Ich bin wehrlos und zähle auf Dich und andere anständige Menschen,
Bense, savunmasızım ve hayatımı kurtarmak için sizeEs könnte bedeuten,"Kommt her, sie sind wehrlos, bedient euch.
Buraya gelin, savunmasızlar. Keyfinize bakın.'' diyor olabilirler.Ich bin unbewaffnet und wehrlos.
Silahsız ve savunmasızım.Im Moment des Sieges ist der Mensch wehrlos.
İnsanlar tam da zafer anında savunmalarını düşürür.Wir waren wehrlos.
Bizler savunmasızdık.Aber selbst die Jaeger erweisen sich angesichts des unerbittlichen Kaiju als nahezu wehrlos.
Jaegerlar bile acımasız Kaijular karşısında neredeyse savunmasızlardır.Und ich bin wehrlos.
Ve ben savunmasızım.Es gibt Milliarden von ihnen und sie sind wehrlos.
Sayıları milyarları buluyor ve savunmasızlar.
