WURZEL - Turkce'ya çeviri

kökü
wurzel
root
stiel
stem
im stammverzeichnis
stammzellen
stängel
verwurzeln
embryonale
vorbau
kaynağı
quelle
ressource
schweißen
mittel
ursprung
rohstoff
welding
bildquelle
kökeni
herkunft
ursprünglichen
ursprung
urvampir
wurzeln
frolov
karekökü
quadratwurzel
kökten
radikal
grundlegend
von der wurzel
kök
wurzel
root
stiel
stem
im stammverzeichnis
stammzellen
stängel
verwurzeln
embryonale
vorbau
kökleri
wurzel
root
stiel
stem
im stammverzeichnis
stammzellen
stängel
verwurzeln
embryonale
vorbau
köküdür
wurzel
root
stiel
stem
im stammverzeichnis
stammzellen
stängel
verwurzeln
embryonale
vorbau
kaynağıdır
quelle
ressource
schweißen
mittel
ursprung
rohstoff
welding
bildquelle
kaynağında
quelle
ressource
schweißen
mittel
ursprung
rohstoff
welding
bildquelle
kökeninin
herkunft
ursprünglichen
ursprung
urvampir
wurzeln
frolov

Wurzel Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Dieser Haare hatten keine Wurzel.
Bu kıllardan on birinin kökü yoktu.
Die Wurzel aller Sünden.
Tüm günahların kaynağı.
Hast du die Wurzel zufällig da?
O kök bitkiden sende var mı?
Das Verlangen Sterblicher ist die Wurzel allen Übels.
Tüm kötülüklerin kaynağıdır. Fânilerin arzuları.
Tunika hat seine Wurzel im Alten Rom.
Tunikin kökleri Eski Romadadır.
Wurzel der Weisheit ist die Gottesfurcht, ihre Zweige sind langes Leben.
Tanrı korkusu bilgeliğin köküdür, Uzun yaşam onun dallarıdır.
Das ist die Wurzel all unserer Probleme.
Bütün sorunlarımızın kökü bu.
Er glaubt, dass der Mangel an Bildung die Wurzel aller pakistanischen Probleme war und ist.
Babam, eğitim eksikliğinin Pakistanın bütün sorunlarının kaynağı olduğuna inanıyormuş.
Diese Wurzel hilft beim Erinnern.
Bu kök, hafızasına iyi gelecek.
Varicobooster arbeitet an der Wurzel des Problems, weil die natürlichen Inhaltsstoffe sofort in die Blutgefäße gelangen.
Varicobooster, sorunun kaynağında çalışır, çünkü içerdiği doğal kaynaklı maddeler hemen kan damarlarına gider.
Die Wurzel allen Übels ist das Herz einer schwarzen Seele.
Kötülüğün kökleri kara bir ruhun yüreğidir.
Kennedy hat einmal gesagt, Kunst ist die Wurzel unserer Kultur.
Kennedy bir keresinde…'' sanat kültürümüzün köküdür'' demişti.
Sie ist Wurzel aller Naturgesetze.
Çünkü O tüm doğa yasalarının kaynağıdır.
Wir sind die Wurzel all unserer Probleme.
Bütün sorunlarımızın kökü biziz.
Ist Geld die Wurzel allen Übels?
Para bütün kötülüklerin kaynağı mıdır?
Da ist die Wurzel.
İşte kök orada.
Die Wurzel sieht gut aus.
Kökleri iyi görünüyor.
Sie müssen tief graben und die Wurzel des Problems packen.
Daha derine inmeli ve sorunu kaynağında çözmelisin.
Geld ist die Wurzel allen Übels, Miles.
Para bütün şeytanlıkların köküdür, Miles.
Geld, so sagt man, ist heutzutage die Wurzel allen Übels.
Para, derler ki kaynağıdır günümüzdeki tüm kötülüklerin.
Sonuçlar: 521, Zaman: 0.1361

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce