KÖKLERI - Almanca'ya çeviri

Wurzeln
kökü
kaynağı
kökeni
karekökü
kökten
Roots
kökleri
verwurzelt
köklü
köklenmesi
dayanmaktadır
Wurzel
kökü
kaynağı
kökeni
karekökü
kökten

Kökleri Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sonbaharda da kökleri toplarız.
Wir sammeln die Wurzel auch im Herbst.
Ailemin Forest Ridgede derin kökleri var.
Meine Familie hat ihre Wurzeln hier in Forest Ridge.
Üçüncü derece denklemin kökleri nasıl bulunur.
Wie die Wurzel des dritten Grades finden.
Daha derine inip kökleri keselim.
Lass uns tiefer graben und die Wurzeln abschneiden.
Üçüncü dereceden denklemin kökleri.
Wie die Wurzel des dritten Grades finden.
Evet, ağacın kökleri tabutu örterek.
Ja. Die Wurzeln des Baumes umschlangen den Sarg.
Çay için sadece kökleri kullanılır.
Für den Tee wird aber nur die Wurzel verwendet.
Bu yüzden meyve ve bitki kökleri de yiyoruz.
Also aßen wir Früchte und Wurzeln.
Öyle bitkiler vardır ki, sadece kökleri kullanılır.
Es ist eine Pflanze, wo nur die Wurzel genutzt wird.
Ve onu bir ağacın kökleri altına gömdü.
Und er begrub sie unter den Wurzeln eines Baumes,-♫.
Bu ilaçlar arasında'' Lipido-sterol extract Serenoa Repens'' ve'' Pygeum Africanumun kökleri'' yer alır.
Diese Medikamente enthalten"Lipido-Sterol-Extrakt Serenoa Repens" und"Extrakte der Wurzel Pygeum Africanum".
Amerikadaki kokain belasının kökleri Nikaragua savaşında.
Amerikas Crack-Plage hat Wurzeln im Nicaragua-Krieg.
Kullanılan Kısımları: Taze ve kuru kökleri.
Verwendete Organe: die frische oder getrocknete Wurzel.
burada kökleri var.
er hat hier Wurzeln.
Kullanılan Kısımları: Taze veya kurutulmuş kökleri.
Verwendete Organe: die frische oder getrocknete Wurzel.
Kendisi bir Gore* idi, kökleri koloni zamanlarına dayanır.
Sie war eine Gore, Wurzeln bis in die Kolonialzeit.
Çay için sadece kökleri kullanılır.
Für einen Tee wird ausschließlich die Wurzel verwendet.
Abdullah Gül: Türkiye ile Avusturya arasında kökleri çok derinlerde bulunan tarihi ilişkiler var.
Abdullah Gül: Es gibt zwischen der Türkei und Österreich tief verwurzelte historische Beziehungen.
Hızla büyümek ve kökleri derin az suya ihtiyaç duyarlar.
Sie brauchen wenig Wasser, wachsen schnell und wurzeln tief.
Kökleri derin arketiplerde olmasına rağmen, bugünün haberleri kadar anlamlı.
Aber so relevant wie die täglichen Nachrichten. Tief in Archetypen verwurzelt.
Sonuçlar: 1109, Zaman: 0.0263

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca