ZWEITER KLASSE - Turkce'ya çeviri

• ikinci sınıf
• ikinci mevki
• ikinci derece
• i̇kinci sınıf

Zweiter klasse Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Engel zweiter Klasse.
İkinci Sınıf Melek.

Dennis Stillwell dachte, wir sind Bürger zweiter Klasse.
Dennis Stillwell bizim ikinci sınıf vatandaşlar olduğunu düşünüyordu.

Zweiter Klasse, aber Menschen.
İkinci sınıf insanlar, insanları.

Ich war rechtlich und unbestreitbar ein Bürger zweiter Klasse.
Kanunen ve kesin olarak ikinci sınıf bir vatandaştım.

Ich bin es satt, ein Mensch zweiter Klasse zu sein!
İkinci sınıf insan olmaktan bıktık çünkü!

Hey, Zlatan, du Ausländer zweiter Klasse.
Hey, Zlatan, seni ikinci sınıf ecnebi.

Bürger zweiter Klasse muss man nicht sein.
İkinci sınıf vatandaş yaratmamak gerekir.

Politoffizier zweiter Klasse, 21. Danilow.
Danilov, politik subay, ikinci sınıf.

Muslime sind keine Bürger zweiter Klasse.
Müslümanlar İkinci Sınıf Değildir.

Solange ich Schuhputzer war, blieb ich ein Bürger zweiter Klasse.
Ayakkabı boyadığım sürece ikinci sınıf vatandaştım.

Es gibt keine Staatsbürgerschaft zweiter Klasse.
İkinci sınıf vatandaşlık yok.

US-Bürger aus Puerto Rico sind US-Bürger zweiter Klasse.
Porto Rikolu Amerika vatandaşları, ikinci sınıf vatandaş.

Morde zweiter Klasse.
İkinci Sınıf Katil.

Gibst mir Schulen zweiter Klasse.
İkinci sınıf okullar veriyorsun.

Er hob hervor, dass die Sowjetorganisationen keine„Arbeiter Zweiter Klasse“ seinen.
O, Sovyet yetkililerinin“ ikinci sınıf işçiler”( önemsiz kişiler) olmadığını vurgulamıştı.

Heute postum Orden für besondere Tapferkeit zweiter Klasse verliehen.
Ölümünden sonra bugün, dikkate değer yararlılıkları için ödüllendirildi, İkinci Sınıf.

Er hob hervor, dass die Sowjetorganisationen keine„Arbeiter Zweiter Klasse“ seinen.
Sovyet kadrolarının“ ikinci sınıf emekçiler” olmadığını vurguladı.

Heute postum Orden für besondere Tapferkeit zweiter Klasse verliehen.
ÖIümünden sonra bugün, dikkate değer yararlıIıkları için ödüllendirildi, İkinci Sınıf.

Und ich habe es satt, wie eine Passagierin Zweiter Klasse behandelt zu werden!“!
Bana ikinci sınıf bir prensesmişim gibi davranılmasından bıktım usandım!

Wir sind keine Bürger Zweiter Klasse!
Biz ikinci sınıf vatandaş değiliz!