ADETA - Almanca'ya çeviri

ist
olmak
onun
olabilir
olur
ise
als
olarak
daha
sanki
hem
ilk
hani
sırada
wie
nasıl
ne kadar
tıpkı
kaç
fast
neredeyse
hemen hemen
yaklaşık
az
az kalsın
nerdeyse
regelrecht
gerçekten
tam anlamıyla
resmen
adeta
gerçek anlamda
es ist wie
sind
olmak
onun
olabilir
olur
ise
war
olmak
onun
olabilir
olur
ise
seinem
olmak
onun
olabilir
olur
ise
einer Allg

Adeta Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Müzisyen adeta açık bir kitap gibi.
Der Künstler als offenes Buch.
Adeta odamda kısılı kalmıştım.
Ich wäre fast in meinem Zimmer geblieben.
Adeta bir kâbus.
Es ist wie ein Albtraum.
Rszla urad bir ilk denemedir adeta.
Der Reichspfennig stellt den ersten Versuch einer allg.
Ben bu haberi alır almaz adeta yıkıldım.
Nachdem ich diese Nachricht erhalten hatte, bin ich regelrecht zusammengebrochen.
Piç kuruları, adeta Şeytanın diyet hapları gibi.
Diese kleinen Mistkerle sind Satans Diätpille.
O adeta bir melek.
Sie ist ein Engel.
Adeta bu iş için doğmuş olan birisi.
Ein Typ wie geboren für diesen Job.
Adeta bir kanser gibi yayılan problemimiz var!
Wir haben genug gut Ausgebildete, die als Arbeitslose krebsen!
Adeta T-rex gibi.
Fast wie ein T. Rex.
Adeta bir tuzak.
Es ist wie eine Falle.
Ben adeta yalvardım.
Ich habe regelrecht gebettelt.
Şu cübbeler yok mu, içi adeta fırın. Tamir ediyorlar sayın yargıç.
Diese Roben sind der reinste Ofen. -Wird repariert.
Başlangıçta Hacettepe adeta yabancı bir cisim gibi görüldü.
Das Schlagzeug war zunächst so etwas wie ein Fremdkörper.
Facebook adeta altın madeni gibi!
Facebook ist eine Goldgrube!
Adeta farklı bir boyuttalar.
Wie in einer anderen Dimension.
Onlara adeta ilham kaynağı oldu.
Ihnen als Quelle der Inspirationsquelle dienten.
Adeta bütün öğrenciler ona hayran kaldık.
Fast alle Studenten bewundern ihn.
Kral yeni oyun parkını adeta bir saplantı haline getirdi.
Der König ist besessen von seinem Spielplatz in den Wäldern.
Farz ibadetleri yerine getirenler adeta gelenekmiş gibi yapar olmuşlar.
Welche die Tora einhalten, sind scheinbar diejenigen, die sie machen.
Sonuçlar: 371, Zaman: 0.0949

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca