AHMAKÇA - Almanca'ya çeviri

dumm
aptal
salak
saçma
budala
ahmak
idiotisch
saçma
aptal
salakça
ahmakça
töricht
aptal
saçma
akılsız
budala
cahil
ahmakça
einfältig
aptal
saf
basit fikirli
ahmakça

Ahmakça Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ahmakça bir şey yapma!
Bunchy, tu nichts Unüberlegtes!
Ne kadar ahmakça. Baba!
Dad! So ein Arsch.
Ahmakça okumak.
Scheißdreck zu lesen.
Ahmakça oyunculuk hevesi yüzünden zamanını boşa harcaman yeterince kötü.
Schlimm genug, dass du deine Zeit mit dieser… absurden Spielerei vergeudest.
Ahmakça provokasyonları duymazdan gelin, çünkü aramızdaki savaş bir kardeş kavgası olacaktır».
Hört nicht auf die unsinnigen Provokationen, denn ein Krieg zwischen uns würde ein Bruderkrieg sein.
Evet, kardiyolog bu ahmakça teoriyi Rexle paylaşmış ve Rex de ona inanmış.
Ja. Der Kardiologe teilte Rex diese dämliche Theorie mit und Rex glaubte ihm.
Trumpın yorumları sadece ahmakça değil aynı zamanda onun Putinin cebinde olduğunu gösteriyor.
Nicht nur waren Trumps Kommentare schwachsinnig, er steckt ganz in der Tasche von Putin.
Evet Chloe sevmedi Fazla ahmakça olduğunu düşünüyor.
Ja, Chloe mag es nicht, sie denkt, es ist zu krass.
Akıllı bir adama göre çok ahmakça davranıyorsun.
Für einen schlauen Burschen bist du ein Vollidiot.
Trevor, bu çok ahmakça.
Trevor, das ist so blöd.
İnsanların inandığı ahmakça şeyler.
Die dämliche Sachen, an die Menschen glauben.
İyi yapmışsın derdim ama bence çok ahmakça bu, o yüzden demeyeceğim.
Aber eigentlich ist es dämlich, also sage ich gar nichts.
Gabriel Knoxu avlamak ahmakça.
Gabriel Knox zu jagen, ist dumm.
Baba! Ne kadar ahmakça.
Dad! So ein Arsch.
An2} Evet, ahmakça şeyler söyledi.
Und ja, er hat etwas Dummes gesagt.
En azından diğerleri gibi ahmakça gülümsemiyordum!
Wenigstens lächelte sie nicht so dämlich wie die anderen!
Söylemiştim ben ona o ahmakça kulübe katılmamasını.
Ich habe ihm gesagt, er soll diesem blöden Klub nicht beitreten.'.
Söylemiştim ben ona o ahmakça kulübe katılmamasını.
Ich habe ihm gesagt, er soll nicht diesem blöden Club beitreten».
Kafan kapıyı kıramazsa… ben de ahmakça suallerden bir parça huzur bulabilirsem… tılsımlı sözleri bulmaya uğraşacağım.
Dann werde ich nach dem Losungswort suchen. Wenn der sie nicht aufbringt und ich ein wenig Ruhe vor törichten Fragen habe.
Yalnızca kendi iyiliğimizi istemek kötü; birbirimizin iyiliğini istemek iyidir. Gerçek şu ki… Acınacak kadar, ahmakça,… rahatsız edici derecede aşikâr olan gerçek şu ki.
Die Wahrheit ist… die pathetische, dumme, unbequem offensichtliche Wahrheit ist… nur uns selber zu helfen, ist schlecht, und anderen zu helfen, ist gut.
Sonuçlar: 59, Zaman: 0.0383

Farklı Dillerde Ahmakça

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca