Atmosferdeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Atmosferdeki hareketlenmeler için tarasınlar.
Atmosferdeki su buharının hemen hemen tümü buradadır.
Senesinde atmosferdeki karbon dioksit birikimi Charles David Keeling tarafından aletsel ölçümlerle kanıtlanmıştı.
Atmosferdeki CO2 miktarının arttığı artık kesin olarak kanıtlanmış bir gerçektir.
Atmosferdeki geri döndürücü özellik bu zorunlu oluşumlardan sadece biridir.
Atmosferdeki iyonlaşma yüzünden ışınlayıcıları kullanamıyoruz.
Atmosferdeki su buharını.
Biz atmosferdeki karbondioksit seviyesini milyonlarca yıl geriye giderek ölçmenin çok ilginç yollarını bulduk.
Sonra fark ettim ki atmosferdeki elektriğe bağlıymışım.
Su buharı görüntüleri orta ve yüksek atmosferdeki su buharı miktarını gösterir.
Atmosferdeki elektriğin yapısı, onun kinetik enerjiye dönüştürülmesine uygun mudur doğru mu, yanlış mı?
Bilimin dediğine göre yağmur, atmosferdeki buhardan yoğunlaşıp yeryüzüne damlalar hâlinde düşen suya denir.
Klasik bir örnek, atmosferdeki milyonda 350 parça karbondioksit için çalışan NASA iklimbilimcisi James Hansendir.
Dünyadaki barograflar, atmosferdeki şok dalgalarının gezegeni en az yedi kez çevrelediğini belgelediler.
Yüzyılın Sanayi Devrimi öncesinde meydana gelen 1000 yılda, atmosferdeki karbondioksit milyonda 270 ila 280 parça arasında sabit tutuldu.
Mauna Loadaki gözlemlerin başladığı 1958de, atmosferdeki yıllık karbon dioksit konsantrasyonu milyon başına 315 parça oldu.
Milyon yıl önce gezegen dört milyarıncı yaşını kutlarken atmosferdeki oksijen miktarı neredeyse sıfırdan% 13e kadar yükseldi.
Hiçbir fark yok. Sadece bu gezegen batıdan doğuya dönüyor atmosferdeki argon oranı alıştığımızdan biraz fazla
Küresel sıcaklığı, atmosferdeki CO2yi ve deniz seviyesini gösteren bu eğriler;
Ve ilginç bir şekilde, biliyoruz ki okyanuslardaki bitki planktonları atmosferdeki karbonu emiyor- ne kadar çok bitki planktonu varsa o kadar fazla karbon emiliyor-