ATOMLARI - Almanca'ya çeviri

Atomları Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Aynı yıllar önce bilim adamlarının atomları en küçük parçacık sanmaları gibi.
Früher dachten Wissenschaftler, das Atom sei das kleinste Teilchen.
Vücudundaki bütün atomları karıştırıp yerinden oynatmaya yarıyor.
Es reizt und destabilisiert jedes Atom in seinen Körper.
Shelbyville Köpekbalıkları ile bizim Springfield Atomları arasında Pigskin Classic karşılaşması.
Das SchweinsIeder-DueII zwischen den SheIbyviIIe Sharks… und unseren SpringfieId Atoms.
Atomları, vücuttaki organları,
Denke an Atome, Körperteile, das Klima,
Bu yüzden bilim insanları atomları doğrudan yavaşlatmak için bir yöntem geliştirdi: Lazer ışını.
Wissenschaftler fanden eine Methode, die Atome abzubremsen-- mit einem Laserstrahl.
Fakat atomları ancak şimdiki zamanda gerçekten gözlemleyebiliyoruz.
Doch erst in unserer Zeit kann man die Atome tatsächlich sehen.
Tanrı bize atomları verdi ve onları dans ettirmek bizim elimizde.
Der Herr gab uns die Atome, und wir müssen sie tanzen lassen.
Enerji, atomları dağıtır ve gerçekliğin dokusunu tam manasıyla yırtar.
Die Energie sprengt die Atome auseinander und zerreißt buchstäblich das Gewebe der Realität.
Intel, Atomları Tüketti!
Intel hat beim Atom versagt!
Atomları geometrik kristaller halinde düzenlenmiştir.
Die Atome in einem Kristall sind geometrisch angeordnet.
Bazı elementlerin atomları, moleküller oluşturmak için diğer atomlarla kolaylıkla bağ yapar.
Die Atome bestimmter Elemente verbinden sich leicht mit anderen Atomen, um Moleküle zu bilden.
Atomları bir- birine bağlayarak.
Beim Zusammentreten von Atomen zu einem.
Atomları olan bir kafes içeren atomik yapılar vardır.
Es gibt atomare Strukturen, die einen Käfig mit Atomen enthalten.
Atomları işittiniz mi?
Habt ihr von Atomen gehört?
Okyanus boyunca gezip Stellanın ergenlik yılları, yıldızlarda doğan atomları arayarak geçecek.
Den Ozean nach Atomen, die in Sternen geboren wurden, abzusuchen. Stella verbringt ihre Jugend damit.
Atomik seviyeye indirgeyip sonra atomları yeniden biçimlendiriyoruz.
Wir dekonstruieren es auf atomarer Ebene und formen die Atome dann neu.
De, pozitif ve nötr parçacıklardan oluşan atomları bir arada tutan bir kuvvet tanımlanmıştır.
In 1920 wurde eine Kraft definiert, die die Atome aus positiven und neutralen Teilchen zusammenhält.
Nihilist, bu dünyada yalnızca belli bir fenomeni oluşturan atomları tanır.
Der Nihilist erkennt nur Materie in dieser Welt, die Atome, die ein bestimmtes Phänomen bilden.
Bu etki belirli bir miktarda enerji aldığında taranan öğelerin atomları tarafından emilir.
Wenn dieser Effekt nimmt eine bestimmte Menge an Energie absorbiert wird, indem die Atome der gescannten Elemente.
Ben, şey, nükleer santraldeki atomları saymak zorundayım.
Ich… aehm… soll die Atome im Kernkraftwerk zählen.
Sonuçlar: 136, Zaman: 0.0277

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca