Bakmaktır Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Her gece gökyüzüne anlamlı bakmaktır.
Yeni Dünya” gibi, yıllardır sözünü ettiğimiz kavramlara bakmaktır.
Bir kompresöre yapılan yatırımı analiz etmenin kolay bir yöntemi, yaşam döngüsü maliyetine bakmaktır.
Tek yapmanız gereken boş bir kağıda alnınız kanayana kadar bakmaktır.''.
Bir blogun içeriğine göz atmanın en hızlı yollarından biri arşivlere bakmaktır.
Bunu bulmanın oldukça basit bir yolu, mobilyalara daha az görünen kısımlarda bakmaktır.
coma bakmaktır.
tek yapmanız gereken yüzme havuzu bölümüne bakmaktır.
Başlamak için iyi bir yer günlük rutininize derinlemesine bakmaktır.
yeni gözlerle bakmaktır.
İlişkilerim hakkında düşünmenin etkili yolu belki de herhangi bir zamanda, herhangi bir kişiyle olan yakınlığıma ve uzaklığıma bakmaktır.
asıl şey hayvanın davranışına yakından bakmaktır.
Bunu yapabilmek için de, esas yapmanız gereken genetik kısmından sonra olan bitenler genlerin ürettiği diğer şeylere bakmaktır. Proteomik işte bununla ilgili bir şey.
anlamanın en iyi yolu, diğer oyunculara bakmaktır.
kayıt yaptıran öğrencilerin sonuçlarına bakmaktır.
İleriye gitmenin iyi bir yolu da, geriye dönüp Tanrının yaptıklarına bakmaktır.
dünyaya onun gözüyle bakmaktır. Nehrin ortasından geçip giden bir dalda bir böcek ötüyor.
yolu verdiği yanıta aynada, tavandan baş aşağı sarkarken bakmaktır.
Yaklaşmanın bir yolu, bilimsel düşüncenin bakış açımızda devrimci değişimler başlatmayı başardığı zamana bakmaktır.
tartışmasız en başarılı girişim, üretici firma tarafından sağlanan bilgilere bakmaktır.