Bilmemesi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sen Irisle birlikte olmak istiyorken onun bunları bilmemesi normal değildi.
Sırlar, Bay Winston dünyanın bilmemesi gereken sırlar.
Geheimnisse, Mr. Winston,… Dinge, die die Welt nicht erfahren muss.Kimsenin bilmemesi gerekirdi.
Niemand sollte das wissen.Bir yabancıya, bilmemesi gereken şeyleri öğretiyorsun!
Bringst einem Außenstehenden bei, was er nicht wissen soll!Kimsenin bilmemesi gerekiyordu, lütfen.
Ya sana benimle ilgili başkalarının bilmemesi gereken… bir şeyler söylersem?
Bunu bilmemesi gereken insanlar var.
Ich muss sicherstellen, dass bestimmte Leute das nicht rausfinden.Kimsenin bilmemesi gerekir.
Hiçbirini bilmemesi benim ona hediyemdi.
Ich gab ihm das Geschenk, nichts davon zu wissen.Senin neslinin bunu bilmemesi suç teşkil eder yeminle.
Dass Ihre Generation das nicht weiß, ist ein Verbrechen.Hiç bilmemesi daha hayırlı.
Çünkü kız arakadaşımın bunu bilmemesi lazım. Burada konusmak zorundayım Shhh!!!
Ich muss hier mit ihm reden, meine Freundin soll es nicht wissen. Pssst!Neden kimsenin seni bilmemesi senin için bu kadar önemli?
Birçok insanın hastaneye gidebileceğini bilmemesi. Kamu hastanelerinin hayatta kalabilmesinin tek nedeni.
Weil viele nicht wissen, dass sie kommen können. Eine öffentliche Klinik überlebt nur.Ama bir süre sonra bilmemesi gereken şeyleri bilmeye başladı.
Aber nach einer Weile begann sie Dinge zu wissen, die sie nicht Belli ki Fadıl komutanın bilmemesi gereken önemli bir şey var.
Kommandant Fadil soll wohl etwas nicht wissen.Kimsenin bilmemesi gereken şeyler.
Dinge, die niemals jemand erfahren sollte.Bilmemesi gerek. Derekin de öyle.
Sie darf es nicht wissen. Derek auch Kimsenin bilmemesi gerekiyordu.
Niemand sollte es wissen.Bilmemesi gereken şeyleri biliyordu.
Sachen, die sie nicht wissen konnte.
