Bir balo Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Artık bir balo havası yok.
Im Ball ist keine Luft mehr.Sinyor da Vinci onuruna bir balo vermeye karar verdim.
Halk için bir balo ve prens için bir prenses.
Dönüşünü kutlamak için bir balo vermekten daha doğal ne olabilir ki?
Was sollte mich hindern, zur Feier seiner Rückkehr einen Ball zu geben?Bir balo düzenlemeliyim.
Bize bir balo düzenlenir!
Wir werden zum Ball gehen!Yves Roche Türkiye ekibi için Titanic Deluxe Bodrumda bir balo düzenledi.
Yves Roche veranstaltete für die Türkei-Crew ein Ballabend im Titanic Deluxe Bodrum.Gördün mü? Bir balo davetiyesi.
Seht her, eine Einladung zum Ball.Ona her gencin hayallerindeki gibi bir balo yaşatırsan belki kimseyi öldürmez.
Kommt es bestimmt nicht zu Prens yarın gece bir balo veriyor,” diye mırıldandı genç Öğrenci,“ sevdiğim de orada olacak.
Der Prinz gibt morgen abend einen Ball,« murmelte der junge Student,»und meine Geliebte wird ihn mitmachen.Prens yarın gece bir balo veriyor,” diye mırıldandı genç Öğrenci,“ sevdiğim de orada olacak.
Der Prinz gibt morgen Abend einen Ball,« murmelte der junge Student,»und meine Liebste wird bei der Gesellschaft sein.Prens yarın gece bir balo veriyor,” diye mırıldandı genç Öğrenci,“ sevdiğim
Der Prinz gibt morgen abend einen Ball", murmelte der junge Student,"und die,Büyük, kırmızı bir balon.
Büyük, kırmızı bir balon.
Einen großen, roten Ball.Nasıl bir balonun içindeydi?
Ve bu okulun bir balosu var mı?
Neden? Bir balondan daha mı… önemli?
Wieso? Ist sie wichtiger als ein Ballon?Evet, bir balondan daha önemli.
Ja, sie ist mir wichtiger als ein Ballon.Adeta patlamış bir balon gibi.
Wie ein Ballon, der geplatzt ist.Bir balon var.
Da ist ein Ballon.
