Bir beyaz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
İspiyonlayan kişi bir beyaz mıydı bilmiyorsun.
Bir beyaz çocuğun daha önce hiç vurmadığı gibi vur.
Ben ilk olarak bir beyaz, sonra da sosyalistim.
Ich bin zuerst ein Weißer und erst dann ein Sozialist".Kovalayan olmasa da koşmak bir beyaz üstünlüğüdür. Sikeyim maratonu!
Privilegierte Weiße laufen, obwohl sie niemand jagt! Scheiß auf Marathons!Başka bir beyaz gönüllüye daha ihtiyacımız var.
Wir brauchen immer noch einen Weißen.Başka bir beyaz cüce.
Wieder ein Weißer Zwerg.Bir beyaz nadiren böyle bir şey izleyebilir.
Weiße dürfen sehr selten bei so was dabei sein.Seni kaçıran bir beyaz adama güvenerek mi?
Du vertraust dem Weißen, der dich entführt hat?Orada bir beyaz ne yapıyor olabilir ki?
Was macht ein Weißer hier draußen?Bir beyaz olarak ne yapabilirim?
Was kann ich als Weiße tun?Ragbi bir beyaz sporu olarak bilinir.
Rugby gilt als Sport der Weißen.Peşinde bir beyaz kaz var.
Ein Weißer beschattet dich.Virginialı bir beyaz kadındı. Deborah Owensı?
Sie war eine Weiße aus Virginia. Deborah Owens?Bir beyaz.
Einen Weißen.İki siyah adamla ortalarında bir beyaz vardı.
Zwei Schwarze, und in der Mitte war ein Weißer.Hoş bir beyaz kız deşildi.
Nette Weiße wird ermordet.Babamdan biraz daha yaşlı bir beyaz erkek, dedektif eldivenleri giyiyordu.
Einen Weißen, etwas älter als Dad, der Gummihandschuhe trug.Atabilirler ama sen ünlü bir beyaz çocuksun.
Du bist'n berühmter Weißer.Bir Beyaz Gül mü?
Eine Weiße Rose?
