BIR DAMAR - Almanca'ya çeviri

eine Vene
bir damar
bir toplardamar
eine Ader
damar

Bir damar Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kalp cerrahları, vücudun başka bir yerinden bir damar ya da arter alarak, tıkanıklık etrafındaki kan akışını yeniden dengeleyebilir.
Mit dem Stück einer Vene oder Arterie aus einem anderen Körperteil kann ein Herzchirurg den Blutfluss um die Blockade herum leiten.
Sadece masaya otur, bir damarını aç ve kana.
Setz dich hin, öffne eine Vene und blute.
Üzgünüm, bir türlü damarı bulamadım.
Tut mir leid, ich finde keine Vene.
Bir damarımın çatlaması ve tüm kanımı kaybetme riskim de var!
Es besteht die Gefahr, dass eine Ader platzt und ich Blut spucke!
Her an bir damarının patlayıp, kanın beynini istila edebileceğini bilerek.
Und das Blut ins Gehirn rinnt. Zu wissen, dass jederzeit ein Blutgefäß platzen kann.
Bir damarın avantajı, kan kaynağının zaten var olmasıdır.
Der Vorteil einer Vene liegt darin, dass die Blutversorgung bereits vorhanden ist.
Karpit kafasına ihtiyacımız var. Görünüşe göre bir damara vurdu.
Wir brauchen einen Spezialbohrkopf.- Wahrscheinlich eine Ader.
Doppler ultrason, bir damardaki kan akışını veya kan basıncını değerlendirebilir.
Doppler-Ultraschall kann den Blutfluss in einem Gefäß oder den Blutdruck beurteilen.
Şurada küçük bir damarın var.
Diese kleine Vene da.
Her an bir damarının patlayıp, kanın beynini istila edebileceğini bilerek.
Zu wissen, dass jederzeit ein Blutgefäß platzen kann und das Blut ins Gehirn rinnt.
Sık sık böyle duyumsuyorum kendimi, bana sonsuz özgürlüğü getirecek bir damarımı açmak istiyorum.''.
So ist mir's oft, ich möchte mir eine Ader öffnen, die mir die ewige Freiheit schaffte.
Beynindeki bir damarda küçük bir balon gibi.
Es ist wie ein kleiner Ballon in einem Blutgefäß in deinem Gehirn.
Bir damarların endotel sınırları boyunca autofluoresence temsil eden güzel bir marj görebilirsiniz.
Man sieht eine schöne Marge, die die Autofluoreszenz entlang der endothelialen Grenzen der Gefäße.
Bu sendrom, farklı kalibre herhangi bir damarı etkileyebilir: arterioller, damarlar, art.
Dieses Syndrom kann alle Gefäße unterschiedlichen Kalibers betreffen: Arteriolen, Venen.
Bir damardan şeker için kan testi:
Bluttest für Zucker aus einer Ader: Norm
ZİL ÇALAR Fatoş Hemşire Bir türlü damarımı bulamayan.
Schwester Fatos sie trifft nie die Ader.
Churchill, organik dev bir damara benziyor.
Churchill, es sieht aus wie eine Art überdimensionierte Schlagader, organisch.
kanın yeni bir canlılıkla damarlarımdan aktığını hissedebiliyordum.
mein Blut viel vitaler durch die Venen floss.
Huzurevine döndüğünde beynindeki bir damarın patlayıp pat diye ölmeyeceğinden emin olalım! böyle bir saçmalıktan ötürü O yüzden bir tomografi çekip.
Und sie wegen so einem Quatsch stirbt. nicht dass sie zurück ins Pflegeheim geht und ihr eine Vene im Hirn platzt, Machen sie zur Vorsicht lieber eine Computertomographie.
keskin tırnaklarıyla göğsündeki bir damarı yardı.
scharfen Nägeln eine Ader auf seiner Brust.
Sonuçlar: 45, Zaman: 0.046

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca