BIR GRUBUN - Almanca'ya çeviri

• Gruppe
• Band
• Gruppen
• eine Fraktion

Bir grubun Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Sonrasında hepsinin bir grubun parçası olduğunu fark ettim.
Und ich realisierte, sie waren alle Teil einer Gruppe.

Işık Tarikatı adlı bir grubun üyelerinden gelen mektuplar.
Sie sind von Mitgliedern einer Gruppe namens Kult des Lichts.

Çocukken sadece bir grubun parçasıyken güvende hissedersin.
Als Kind fühlt man sich nur als Teil einer Gruppe sicher.

Ama ben bir grubun parçasıyım, ve hepimız için Özel.
Aber ich bin Teil einer Gruppe.

Bir grubun var olduğu transfer, herkesin son kişi için otele gitmesini bekliyor.
Beim Transfer hast du eine Gruppe, jeder wartet auf die allerletzte Person, die ins Hotel geht.

Birçok insan, bir grubun parçası olarak Kursu yapmayı sever.
Viele Leute machen den Kurs gern als Teil einer Gruppe.

Demografi: Her bir demografik grubun kendi alt sekmesi vardır.
Demografische Merkmale: Jede demografische Gruppe hat einen eigenen Untertab.

Bir grubun özelliklerini değiştirdiyseniz,
Wenn die Eigenschaften einer Gruppe geändert werden,

Kişileri bir grubun içine sürekleyin.
So lädst du Personen in eine Gruppe ein.

Bir grubun sözcüsü belirledikleri.
Gruppe einen Gruppensprecher festgelegt.

Bir grubun üyeleri başka grupların da üyesi olabilir.
Eine Gruppe kann auch Mitglied einer anderen Gruppe sein.

Kültür, bir grubun özelliğidir.
Kultur ist das Eigentum einer Gruppe.

Biz bir grubun parçası olmayı seviyoruz.
Wir lieben es, Teil einer Gruppe zu sein.

Her bir grubun sömürgeciden nefret etmek için sebebi vardır.
Jede Gruppe hat Gründe, die Kolonialherren zu hassen.

Bir grubun üyelerini öldürmek.
Tötung von Mitgliedern einer Gruppe.

Ortalama yüzler, bir grubun temel eğilimlerini yansıtır.
Durchschnittsgesichter repräsentieren die Grundtendenzen einer Gruppe.

Eskiden Animal Underground adlı bir grubun komünüymüş.
Da gab es mal eine Kommune einer Gruppe namens Animal Underground.

Bu büyüklükte bir grubun operasyonlarını yürüttüğü merkezi bir yer olmalı.
Eine Gruppe dieser Größe muss von einem zentralen Standpunkt aus arbeiten, einer Operationsbasis.

Şuna bak. Bir grubun bütün katalogunu tek tuşla indirebiliyorum.
Kann dir alles von einer Band runterladen, mit einem Knopfdruck. Guck dir das an.

Bir grubun üyesiyim demek.
Ich bin Mitglied in einer Clique.