Bir hak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Hayır, Nick. Bu benim sahip olduğum bir hak ve ayrıcalık.
Zaten YouTube da size böyle bir hak vermiyor.
Kasıtlı inkar edilse bile bunun bir hak olduğuna inanıyorum.
Evet! Tina ile uğraşmak bir ayrıcalıktır, bir hak değil.
Amsterdamdaki polislerin sahip olmadığı bir hak.
Ve Amerikaya gelebiliyor olmak bir ayrıcalık, bir hak değil.
Bu bana yasanın verdiği bir hak.
İfade özgürlüğü mutlak bir hak değildir.
Şansa değil bir hak.
Kürtaj da bir hak.
Bayi bundan dolayı herhangi bir hak ya da tazminat talebinde bulunamaz.
Eskiden ailenin bir hak olduğunu düşünürdüm.
Ortada bir hak var, öyle olmaz.
Sağlık bir hak.
Özgüveni destekleyin; bu bir hak kadar bir zorunluluk ve görevdir de.
Sosyal bir hak olarak konut.
O zaman sana bir hak daha veriyorum.
İntihar asla bir hak olamaz.
Eşitlik bir hak olabilir, ama dünyada hiçbir güç bunu gerçeğe çeviremez.