Bir halat Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Alışkanlık, bir halata benzer.
Kimliğin yok mu? Belki bir halata ihtiyaç duymanın nasıl olduğunu bilmiyorsundur Zach.
Vielleicht weißt du nicht, wie es ist, einen Rettungsring zu brauchen.Güçlü yönlerini keşfetmek veya hep beraber bir halatı çekmek tüm bedeni çalıştırır.
Seine Stärken auszuprobieren oder gemeinsam an einem Strang zu ziehen, beansprucht den gesamten Körper.Hava kuvvetlerine ait helikopterden bir halatla sarkıtılacak ve büyük jet uçağının gövdesindeki açık delikten içeri girecek.
Er wird an einem Seil vom Air-Force-Hubschrauber abgelassen und klettert dann durch das Loch, das in der Hülle des Jumbo Jets klafft.Bana bir halat ver.
Geben Sie mir ein Seil.Size bir halat atacağım.
Ich werfe euch ein Seil zu.Orada bir halat var.
Da ist ein Seil.Edward, bir halat al.
Edward, hole bitte ein Seil.Bana bir halat verin!
Hint Kenevirinden yapılmış bir halat.
Elbiselerimizi kullanarak bir halat yapacağız.
Wir machen ein Seil, aus unserer Kleidung.Birisi boynuna bir halat sarıyor!
Jemand schlingt ihm ein Seil um den Hals!Dandy, bana bir halat getir!
Dandy, hol ein Seil!Başka bir halat getirsen iyi olur!
Hol noch ein Seil!- Na gut!Kendini assan bile, sıkılaşmayacak bir halat.
Ein Seil, das Çığlığın seni karanlıktan çekip çıkartacak bir halat.
Dein Schreien ist das Seil, an Bir halat elde edebilirsek… Kütükten köprü yapabiliriz!
Mit einem Seil konnten wir Seni boğulmaktan kurtaracak bir halat atmak için buradayım.
Ich werfe dir ein Seil zu, bevor du ertrinkst.Boğularak öldürülmüş. Bir halat ya da eşarp ile.
Sie starb durch Erwürgen. Sieht aus wie ein Seil oder Hemen üzerimizde, kalın bir halat boynumu bekliyor.
Direkt über uns erwartet meinen Hals ein dicker Strick.
