Bir hayran Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Gidiyoruz. O bir hayran bile değil.
Sadece bir hayran değil mi o?
Er ist doch bloß ein Riesenfan?O bir hayran bile değil. Gidiyoruz!
Wir sind drin. Er ist nicht mal ein Fan!Danielın bir hayran olduğunu biliyorduk ve onu oldukça havalı buluyorduk.
Wir wussten, dass Daniel ein Fan ist und fanden das total cool.Ancak sıradan bir hayran kitlesi için biraz fazla olabilir.
Ve bir hayran,“ Gerçek Susanın küçük vinyetleri, küçük hikayeleri var” dedi.
Und ein Fan sagte:"Die echte Susan hat kleine Vignetten, kleine Geschichten.".Nuka Molası'' kâr amacı gütmeyen bir hayran filmidir. ve Bethesda Softworks tarafından desteklenmemektedir.
Nuka Break" ist ein nicht komerzieller Film von Fans und wird nicht Galiba, tek üyeli bir hayran kulübüm var.
Görünüşe göre kendine bir hayran buldun.
Hey, Odie. Bir hayran.
Ein Fan. Hey, Odie.Konserde belki. Bir hayran?
Auf Harika, bir hayran.
Großartig. Ein Groupie.ama böyle bir hayran olacak!
das wird so ein Fan sein!Şu an bu sıranın arkasında sizin gibi bir hayran var. İçeri giremeyecek çünkü bu şahsın umurunda değil.
Genau jetzt gibt es vielleicht am Ende dieser Schlange einen Filmfan wie Sie, der nicht reinkommen wird, nur weil es diese Person einfach nicht interessiert.Besbelli sıradan bir hayrandan fazlasısın.
Ona büyük bir hayranlık duyuyorum.
Ich hege große Bewunderung für sie.Sen bir hayransın.
Sie sind ein Fan.Görünen o ki bir tek hayranları yasını tutuyor. Çılgınca, değil mi?
Onun için bir hayrandan fazlası değilsin.
Du bist für ihn nichts weiter als ein Fan.Sadece bir hayranlık ünlemiydi.
Es war ein Ausruf der Bewunderung.
