Bir omuz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bir omuz çıkmak üzere olduğunda, ekstra bir itme gerektiğinde.
Bir omuz lazım biraz da sessizlik.
Bir omuz var, Ölümün üzerinde ağladığı.
Ağlayacak bir omuz arıyordu ve ben onu becerdim.
Genellikle hafif bir zorlanmayla omuz ağrısı başlar.
Bir omuz yüzünden insanların böyle heyecanlanacaklarını kim tahmin edebilirdi?
Ama sen, sen ağlayacağı bir omuz olabilirsin.
Ama sen ağlamak için bir omuz olabilirsin.
Ama sen, sen ağlayacağı bir omuz olabilirsin.
Bazen sadece ağlayacak bir omuz ararsın.
Bazen sadece ağlayacak bir omuz ararsın.
Snıff snıfff… acilen bir omuz aranıyor.
Tek yapmak istediğim şimdi ağlamak için sarılmak ve bir omuz vermektir.”.
genelde bir omuz ile tutturulmuştur.
Tek bir sözünle elimde sandviç ya da ağlayacak bir omuz ile gelirim.
Burası acılanmaya uygun bir omuz umutsuzluk anında tutulacak bir el kalbini dökebileceği bir kap.
Ağlayanların dayanacağı bir omuz… yeis içindekilerin yapışacağı bir el… yüreğini açacaklar için bir kadeh.
Sanıyorum ki bin yıl boyunca herkesin başını dayadığı bir omuz olmak zor olsa gerek.
Kocamın ağlayacak bir omzu olsun diye orada olması için ısrar ederdim.
Dayanıp ağlayacağı bir omza ihtiyaç duyduğu anda ise.