Bir parka Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Beni yakınlardaki bir parka çağırmışlardı.
Evimizin balkonu bir parka bakıyordu.
Geçenlerde İsviçreye gittim bir parka benim oğlumun ismini vermişler.
Bir parka sığan milyonlar!
Sizce de artık daha bir parka benziyor mu?
Eğer onu gerçekten seviyorsan, onu bir parka dikmelisin ki kök salsın.
Mark, Mark, bir parka giderse.
Ve bugun, oglen yemeginde, Leny ve ben bir parka gittik ve bir nehir botu kiraladik.
Neden bir CIA görevlisi, silahını halka açık bir parka vermiş?
Öğle yemeğinden sonra ise bir parka gittik.
Ellerimizi tuttuk ve oynadığımız bir parka yürüdük.
Her durum için bir parka.
Arıtma tesisinden çok bir parka benziyor.
Güvenli ve sakin bir parka gidin.
Şu da gerçek, bu kentin de böyle bir parka ihtiyacı vardı.
yakınınızdaki bir parka gidin.
Sen 100 metre yürümek çok keyifli olduğu bir parka magnifque keşfedeceksiniz.
Savaşta imha edilen araçlar bir araya getirilerek daha sonra müzeye dönüştürülen bir parka yerleştirildi.
Ya da hayatının özel bir anlam taşıdığını bir parka ya da sokağa adının verildiğini onun için bir yasa değiştirildiğini söyleyebilseydim.