Bir trene Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Tekerleksiz bir trene benzer. Sakin olun! Duvaradaki inekle konuşan kişi.
Lorenz sivrisineklerini bir trene saldı.
Bir trene atlayıp, düşünüyorum gitmeyi.
Münihten bir trene binebilirsiniz.
Derken 1930larda Almanyaya giden bir trene yetiştim orada neler yaşandığını hepimiz biliyoruz.
Bir trene binseler daha iyi olmaz mı?
Bir trene yetişmeye çalışıyordum.
Bir trene asker toplamışlar.
Bir de trene ilk binmek önemli.
Bir trene atlayıp Kanadaya gidecek, hayatını yaşayacaksın.
Oğlu babasının ona gönderdiği bir şey çantasındayken bir trene bindi.
Virajı çok hızlı aldırarak raydan çıkarmıştı. Yedi yıl önce Veseli bir trene.
İstanbula vardığımızda… bizim olmadığımız bir trene binsen iyi olur.
İster inan ister inanma, bugün neredeyse bir trene yapışıyordum.
Yedi yıl önce Veseli bir trene bir virajı.
Duvaradaki inekle konuşan kişi tekerleksiz bir trene benzer.
Aynı yıl El Duce bir trene çarptı.
Maskeli Süvari- Bir trene zincirlenmiş.