Bozulmuştur Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Yemeyin artık onu, bozulmuştur.
Belki de Yıldız Geçidi bozulmuştur.
itici motilite arasındaki denge bozulmuştur.
Bahse girerim bozulmuştur.
Artık eski güç dengesi bozulmuştur.
Fakat resmin kalitesi bozulmuştur.
Kocası ile arasındaki ilişki bile bozulmuştur.
Bu eski mayın, muhtemelen paslanmış ve bozulmuştur.
aramada bulunan deliller bozulmuştur ve kabul edilemezler.
Discovery donmadan önce etler bozulmuştur.
aynı zamanda bağırsağın çalışması bozulmuştur.
başka nedenlerle bozulmuştur.
olgunlaşmamış progenitör hücrelerinde hücre bölünmesi bozulmuştur.
sinir sistemi bozulmuştur.
Bu dönemde, yerlilerin durumu, ülkede zengin altın tortuları bulunması nedeniyle önemli ölçüde bozulmuştur.
çünkü bu sinaps ya bozulmuştur ya da kaybolmuştur.
birçok yetişkin kardeş bağları bozulmuştur ve herkesin sağlığı için terk edilmeleri gerekir.
Kamyonum bozuldu ve ben bu tür şeyler olduğunda tamamen işe yaramaz oluyorum.
Arthur, bozulmuş olsa da o yedeğe ihtiyacımız var.
Babamın mirası bozulmadan ilk çevrekten fazlası bitti.