Düz git Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Peacock mu? Düz git, sonra sola.
Du hast gesagt, dann links. Ich gehe einfach geradeaus.Hayır, şoför, sadece düz git.
Nein, Mister, einfach geradeaus, geradeaus.Brenner, düz git.
Brenner, fahr geradeaus.İlk sağdan dön ve sonra düz, git sabaha kadar. Nerede yaşıyorsun.
Düz, git sabaha kadar. İlk sağdan dön ve sonra.
Die Zweite rechts, und dann geradeaus bis morgen.Bende düz gitmeni söylüyorum.
Und ich sage, geradeaus.Güzel, düz gitmeye devam et.
Prima, weiter geradeaus.Şoför geri geldi ve sadece düz gitmemiz gerektiğini söyledi.
Der Fahrer kam zurück und sagte, dass wir einfach nur geradeaus müssten.Düz gitti galiba.
Er fuhr geradeaus, glaube ich.Düz gitmiş.
Sie ging geradeaus.Düz gitmeye devam etmeliydin.
Es ging geradeaus weiter.Sen düz gitmiyorsun ki, sanki biraz… Yeterince düz gidiyorum.
Du fährst nicht geradeaus, du… Ich Düz gitmeye çalışın.
Versuche, geradeaus zu gehen.Düz gitti ve şimdi gündelik bir hayat yaşayan saygın,
Er ging geradeheraus und ist jetzt ein anständiger, legaler Geschäftsmann,Hayır. Düz gitmeliyiz.
Wir müssen geradeaus gehen. Nein.Oleksander! Düz gitmeliydik.
Oleksander! Wir hätten geradeaus gemusst.Arabayı, hızlıca alıp almayı bırakmaktan her şey düz gitti ve hiç biri şikayet etmedi.
Von dem auto, das schnell war, um es abzufallen- alles ging glatt und mit keinem beschweren.Bu nedenle dağın tepesine giden bir kişi düz gittiğini zannederken… aslında, tamamen yanlış istikamette yol alabilir.
Bu nedenle dağın tepesine giden bir kişi düz gittiğini zannederken aslında, tamamen yanlış istikamette yol alabilir.
Wenn also jemand den Berg hinaufzieht und denkt, dass er geradeaus geht, geht er tatsächlich in eine ganz andere Richtung.Hayır, düz git.
Nein, geradeaus!
