GITMEK - Almanca'ya çeviri

gehen
gitmek
gidiyor
gidip
yürümek
çıkmak
ayrılmak
gidelim
gidin
gider
hin
gitmek
gidiyor
gösterir
oraya
yere
giderim
nereye gidiyorsun
gideceğiz
götür
koy
fahren
gitmek
sürüş
sürmek
gidiyoruz
binmek
götürmek
sürücü
araba kullanmak
gideceğiz
arabayla
los
hadi
haydi
oluyor
var
gitmem
gidelim
başla
sorun
yürü
derdin
reisen
seyahat
gitmek
gezmek
gezi
dolaşmak
travel
yolculuk
raus
dışarı
çıkaracağım
çık
çıkar
çıkın
defol
git
çıkacağız
çıkış
buradan
verschwinden
kaybolur
kayboluyor
yok
kayboluşu
çıkmak
kayıp
gitmemiz
ortadan kaybolmak
gidelim
ortadan kaybolur
fliegen
uçmak
uçar
uçuyor
uçan
uçabilir
gitmek
uçurmak
sinekler
uçmayı
uçuş
weg
fort
gitmek
kale
devam etti
sürdürüyor
devam edeceğiz
geçin
sürdürdü

Gitmek Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Şu an gitmek istiyorsun, değil mi?
Aber jetzt willst du raus, oder?
Peter, gitmek zorundayız!
Peter, wir müssen los.
NNe bileyim belki de Kanarya adalarına gitmek ister, öyle değil mi?
Vielleicht will er auf die Kanaren fahren, nicht wahr?
Ama gitmek istiyorum baba.
Aber Daddy, ich möchte hin.
Üniversiteye gitmek istersen üniversiteye gidebilirsin.
Du kannst aufs College gehen, wenn du willst.
Uzun zamandan beri Vietnama gitmek istiyordum.
Ich wollte schon seit den 70ern nach Vietnam reisen.
Vegasa gitmek istemiyorum artık.
Ich will nicht mehr nach Vegas fliegen.
Gitmek istemiyorum.- Ne?
Ich will nicht weg.- Was?
Ama artık gitmek istiyorsun, değil mi?
Aber jetzt willst du raus, oder?
Gitmek zorundasın.
Du musst verschwinden.
Gitmek zorundayım.- Üzgünüm Sandra.
Tut mir leid, Sandra, ich muss los.
Annie gitmek istemiyor.
Annie will nicht fahren.
Polis, nereye gitmek istediğini sormuş?
Der Polizist fragt, wo er denn hin wolle?
Evet, seninle markete gitmek istemiştim.
Ja, ich wollte mit dir in den Laden gehen.
Bedenimde yükle gitmek istemiyorum.
Ich will ohne Gepäck reisen.
Sadece gitmek zorunda olduğunu söyledi.
Er sagte nur, er müsse fort.
Çine gitmek istiyorsa umurumda değil.
Soll sie doch nach China fliegen, mir egal.
Gitmek zorundasın.- Hayır!
Ihr müsst weg.- Nein!
Buradan gitmek zorundasın.
Du musst hier verschwinden.
Sadece buradan gitmek istiyorum, adamım.
Ich will einfach nur raus hier, Mann.
Sonuçlar: 7963, Zaman: 0.0649

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca