DAVALARI - Almanca'ya çeviri

Fälle
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Prozesse
süreç
işlem
duruşma
proses
davayı
dava
mahkeme
Klagen
dava
davayı
şikayet
suçlamalar
Verfahren
prosedür
yöntem
işlem
süreç
yordam
duruşma
dava
uygulamalar
davayı
Schauprozessen
Fällen
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Fall
davayı
vaka
dava
durum
olayı
dosya
Prozess
süreç
işlem
duruşma
proses
davayı
dava
mahkeme

Davaları Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
İkimiz de polisin bu tür davaları umursamadığını biliyoruz.
Wir wissen beide, dass der Polizei solche Fälle egal sind.
Elinizdeki tüm davaları diğer ekibe devret diyorum.
Wir haben Anweisung erhalten, den Fall an ein anders Team abzugeben.
O 26 savundu birinci dereceden cinayet orijinal şarj mahkum hiçbir müşterilerle, davaları.
Er verteidigte 26 Mord ersten Grades Fällen ohne Kunden der ursprünglichen Ladung verurteilt.
Moskova Davaları.
Moskauer Prozess.
Failure Mobili bulana kadar tüm davaları askıya aldım.
Alle Fälle werden ausgesetzt, bis wir das Flop-Mobil haben.
Davaları hakkında endişelendiler, bu nedenle bir teklif sundular.
Sie machen sich Sorgen, um ihren Fall, deswegen machen sie ein Angebot.
Pratik uygulama için davaları çözmek.
Lösen Fällen für die praktische Anwendung.
Nürnberg Davaları.
Nürnberger Prozess.
İkimiz de polisin böyle davaları umursamadığını biliyoruz.
Wir wissen beide, dass der Polizei solche Fälle egal sind.
Soruyorum: Neden bu davaları açtınız?
FRAGE: Warum haben Sie den Fall aufgegriffen?
GO davaları.
GO Fällen.
Dolayısıyla ben bunu engellemek için davaları ayırma talebinde bulunuyorum.
Ich beantrage, die Fälle zu trennen, um Vorurteile zu vermeiden.
Poirotnun İlk Davaları.
Poirots erster Fall.“.
Bilmem. Umutsuz davaları seviyorum herhâlde.
Ich weiß nicht… Ich muss aussichtslose Fälle lieben.
Sana tekrar iyi davaları vermeye başlayacak.
Er gibt dir wieder gute Fälle.
Feldman Shepardize davaları almıştım.
Feldman sollte Fälle raussuchen.
Pek sayılmaz, bütün davaları çözdüm.
Nein, ich habe alle Fälle gelöst.
Hayır, sen davaları neticelendiriyorsun.
Nein, sehen Sie, Sie lösen Fälle.
Çözülmemiş davaları.
Ungelöste Fälle.
Niye? Çünkü birileri davaları gömüyor.
Wozu? Weil jemand Fälle verschwinden lässt.
Sonuçlar: 176, Zaman: 0.0226

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca