DAVRANDI - Almanca'ya çeviri

er behandelte
verhielt sich
davranır
davranıyor
davranışı
hareket eder
handelte
hareket
eylem
ticaret
davranmak
işlem
yapmak
takas
pazarlık
ilgili
harekete geçmek
als
olarak
daha
sanki
hem
ilk
hani
sırada
so
böyle
kadar
öyle
şekilde
pek
i̇şte
şöyle
öylesine
böylelikle
yüzden
zu mir
ben
behandelt
tedavi
muamele
davranıyor
davranır
ele
davrandığını
davranıyor mu
tat
yapmak
yapar
yapıyor
yapabilirsiniz
şey
yapın
yapayım
benahm sich
davranıyor
davranır
verhält sich
davranır
davranıyor
davranışı
hareket eder
behandelte ihn
handelt
hareket
eylem
ticaret
davranmak
işlem
yapmak
takas
pazarlık
ilgili
harekete geçmek
tut
yapmak
yapar
yapıyor
yapabilirsiniz
şey
yapın
yapayım

Davrandı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Lagertha zayıf davrandı.
So ist es. Lagertha ist schwach gewesen.
Hem sahada hem de ofiste herkese saygılı davrandı.
Er behandelte alle fair, mit Respekt, im Büro und im Einsatz.
Bana karşı hep dürüst davrandı.
Er war immer ehrlich zu mir.
Bu konuda onunla yüzleşince benim iyiliğim içinmiş gibi davrandı.
Und dann tat er, als wäre es zu meinem Besten gewesen.
Bu yüzden Parti, ihraç edilenlerin dilekçelerine karşı şüpheci davrandı.
Deshalb verhielt sich die Partei zu den Gesuchen der Ausgeschlossenen misstrauisch.
Dedi ve hızla davrandı.
Er sprach's und handelte schnell.
Brett gerçekten çok tuhaf davrandı, ve Billy aradı.
Brett benahm sich wirklich seltsam, und Billy hat angerufen.
O nasıl davrandı?
Was tat er?
bize göre çok amatörce davrandı.
wir fühlen uns unprofessionell behandelt.
Ama ilk kez biri bana açıkça düşmanca davrandı.
Aber noch nie ist mir jemand mit so offener Feindseligkeit begegnet.
Bana çok iyi davrandı.
Er war sehr lieb zu mir.
Bana diğerleri gibi davrandı.
Er behandelte mich wie jeden sonst.
MKKdeki* albay oraya adam yolladığımızdan haberi bile yokmuş gibi davrandı.
Es klang, als wüsste man nicht, dass unsere Leute da waren.
Shakira kameraların önünde daima mütevazı davrandı.
Shakira verhielt sich vor den Kameras immer bescheiden.
Dedi ve hızla davrandı.
Er sprach und handelte schnell.
Benim yaşlı adam onu yüzüstü bırakmışım gibi davrandı hep.
Als wenn ich ihn auf diese Weise Mein Alter tat immer so.
Doktorlar sana bir et parçasıymışsın gibi mi davrandı?
Man hat Sie wie'n Stück Fleisch behandelt.
Lagertha zayıf davrandı.
Lagertha ist schwach gewesen. So ist es.
Harris ve annesi bilhassa fuardan önceki akşam daha gaddarca davrandı.
Harris und seine Mutter waren am Abend vorher besonders grausam zu mir.
Bana iyi davrandı.
Er behandelte mich gut.
Sonuçlar: 274, Zaman: 0.0722

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca