DECLAN - Almanca'ya çeviri

Declan

Declan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Interpol 80lerde onun Declan Joseph Mulqueen ile çalıştığını söyledi.
Laut Interpol war sie… in den 80er Jahren mit einem Declan Joseph Mulqueen zusammen, einem IRA-Scharfschützen.
Declan, biri tavuk için kuru diyor.
Dekko? Eine Kundin sagt, das Hühnchen ist trocken.
Kimseye Declan hakkındaki gerçeği anlatmadım.
Ich erzählte nie jemanden die Wahrheit über Declan.
Adı Soyadı: Declan Donnelly.
Die Declan Donnelly erwähnen.
Kafası karmakarışık çünkü Declanla tekrar beraber olup olamayacağını bilmiyor.
Sie ist durcheinander, weil sie nicht weiß ob sie wieder mit Declan zusammenkommen sollte oder nicht.
Declana söyleyeceksin ve bunu beraber halledeceksiniz, tamam mı?
Du sagst es Declan, und ihr überlegt es euch zusammen. Okay?
Declanla ilgili kaydınız var mı?
Haben Sie irgendwelche Unterlagen über Declan?
Declanın bileği sonunda iyileşmiş, ha?
Declan hat sich endlich seinen Knöchel richten lassen, was?
Declanı ve bebeği kaybedince geçtiğimiz ayların senin için çok zor geçtiğini biliyorum.
Die letzten Monate waren sicher schwierig für dich. Du hast Declan und das Baby verloren.
Eğer Declanın bana ihtiyacı olsa ben de orada olmak için her şeyi bırakırdım.
Wenn Declan mich bräuchte, würde ich auch sofort für ihn da sein.
Peki Declanı kim vurdu?
Wer hat Declan erschossen?
Ona oğlu Declanı doğurdu. Bir rehberi vardı, yerli bir kadın.
Er hatte eine eingeborene Führerin, die ihm Declan gebar.
Declanın öğrenmemesi senin için neden bu kadar önemli?
Wieso ist es dir so wichtig, dass Declan nichts erfährt?
Declanı hiç tanımıyorum.
Ich kenne Declan kaum.
Hayır, ama Declanın berbat görünmesini sağlarsam… bir şekilde Julietin gözündeki cazibesini azaltabilirim.
Nein, Aber wenn Declan in Juliets Augen weniger ansprechend wirkt, weil ich dafür gesorgt habe.
Declanda da aynı bilgi vardı.
Declan hatte dieselben Informationen wie ich.
Sonra Declanla tanıştım.
Und dann traf ich Declan.
Declanı levyeyle kovalamak istedi ancak… annem onun yerine polisi aramaya ikna etti.
Stattdessen die Polizei zu rufen. wollte er Declan.
Declanın başı belada falan mı?
Ist Declan in Schwierigkeiten?
Peter Declanın karısını soğukkanlılıkla öldürdüğünü söylüyorlar.
Sie behaupten, Peter Declan hätte seine Frau kaltblütig ermordet.
Sonuçlar: 347, Zaman: 0.0221

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca