DEVELER - Almanca'ya çeviri

Kamele
deve
devenin
kamil
bir camii
camel
Kamel
deve
devenin
kamil
bir camii
camel

Develer Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hazin bir biçimde, o hayat tarzından sadece develer kalmıştır.
Traurigerweise, wurden von dieser Lebensweise nur die Kamele beibehalten.
Miss Mary hakkında duyabiliyorum çıkış beni çok daha böylece benim ertesi gün anlatmak için gidiyor filler ve develer ve av aslan ve kaplanlar gidiyor beyler.
Miss Mary wird mir zu sagen, viel mehr so, dass bei meinem nächsten Tag Sie hören können, Elefanten und Kamelen und Herren die Jagd zu gehen Löwen und Tigern.
Rabba Kentini develer için otlak, Ammon ülkesini sürüler için ağıl yapacağım.
Und will Rabba zum Kamelstall machen und das Land der Kinder Ammon zu Schafhürden machen;
Kırsal yollarda sürücüler, develer ve karşılaşabilecekleri diğer vahşi hayvanlar için durmalıdır.
Auf den Landstraßen müssen die Fahrer für Kamele und andere wilde Tiere aufhören, auf die sie stoßen könnten.
Susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz.
Wie durstkranke Kamele trinken.
Develeri kullanırız!
Araber verwenden Kamele!
Şu develere bak!
Das sind ja Kamele.
Susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz.
Trinken werdet ihr, wie durstkranke Kamele trinken.
Küçük sinekleri süzüp ayıran ama develeri yutan kör kılavuzların izinden mi gideceksiniz?
Würdet ihr einem Blinden folgen, der Mücken seiht und Kamele verschluckt? Nicht doch, du bist unterzuckert, mein Kleiner?
Hem de susamış develerin suya saldırışı gibi saldırarak içeceksiniz.
Trinken werdet ihr, wie durstkranke Kamele trinken.
Baharatlarımız, altın develerimiz ve kaşıklarımız var ince kaşıklar.
Wir haben Gewürze, goldene Kamele und klitzekleine Löffel.
Develere ihtiyacımız var.
Wir brauchen Kamele.
Develeri biraraya bağla!
Die Kamele zusammen!
Baharatlarımız, altın develerimiz ve kaşıklarımız var ince kaşıklar.
Wir haben Gewürze, und Löffel, winzige Löffel. goldene Kamele.
Tanrı aşkına yüz deveyi nereden bulacağız?
Wo sollen wir 100 Kamele auftreiben?
Develeri asla sevmedim.
Kamele mochte ich noch nie.
Tamam, develeri boş ver.
Okay, vergessen Sie die Kamele.
Üç Müneccim Kralın develerinden daha uzun süredir birlikteyiz.
Wir machen mehr miteinander als die Kamele der Heiligen Drei Könige.
Baharatlarımız, altın develerimiz ve kaşıklarımız var, hem de minicik.
Wir haben Gewürze, goldene Kamele und klitzekleine Löffel.
Çabuk, develeri yeni bir yere taşıyın!
Bring die Kamele schnell an einen neuen Ort!
Sonuçlar: 64, Zaman: 0.0302

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca