DOSTLUĞUNU - Almanca'ya çeviri

Freundschaft
dostluk
arkadaş
Freundlichkeit
dostluk
şefkat
samimiyet
nezaket
iyilik
kibarlık
dostu
nazik
bir nezaket

Dostluğunu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kralın dostluğunu kazanır.
Die Freundschaft des Königs.
Ankaranın dostluğunu kaybettiğiyle kaldı.
Rutte hat die Freundschaft zu Ankara verloren.
Bir kedinin dostluğunu kazanmak kolay iş değildir.
Es ist nicht leicht die Freundschaft einer Katze zu erwerben.
Bir kedinin dostluğunu kazanmak kolay iş değildir.
Die Freundschaft einer Katze zu erwerben, ist keine einfache Sache.
Türkiyenin dostluğunu kaybediyorsunuz.
Die Freundschaft zur Türkei verlieren.
Bu yüzden de Kralın dostluğunu kazanmaya çalışıyorum.
Deswegen kultiviere ich des Königs Gunst.
Korkarım ki bu durum, efendinizin, benimkinin dostluğunu kaybetmesine yol açabilir.
Ich fürchte, dies könnte Euren Herrn die Freundschaft meines kosten.
Harika bir eştim, yine de bir fahişenin dostluğunu tercih ettin.
Und du hast trotzdem die Gesellschaft einer Hure vorgezogen. Ich war die perfekte Ehefrau.
Bununla kalınmaz Fransa dostluğunu devam ettirmek.
So ein Urlaub vertieft die Freundschaft mit Frankreich.
Bir gün, insan sevgisi ve dostluğunu isteyeceksin.
Irgendwann werden Sie menschliche Liebe und Zweisamkeit wollen.
Git yavaş yavaş dostluğunu kurmaya dene.
Gehen sie die Freundschaft langsam an.
Bu yüzden hikaye George ve Lennienin dostluğunu ideal hale getiriyor.
Deshalb idealisiert die Geschichte die Freundschaft von George und Lennie.
Sahibi köpeğin tanınmasını ve dostluğunu kazanmalıdır.
Der Besitzer muss Anerkennung und Freundschaftshunde gewinnen.
Tuning VAZ-2113:'' demir dostluğunu'' vurgulamak için.
Tuning VAZ-2113: wie Sie Ihren"eisernen Freund" aus.
Onların yanlışları milletimizin gelecekteki dostluğunu bozmamalıdır.
Aber diese Fehler sollten nicht die Zukunft unserer Freundschaft belasten.
Ancak böyle bir politika, halkların dostluğunu ve güvenini sağlamlayabilir.
Nur eine solche Politik vermag das Vertrauen und die Freundschaft der Völker zu festigen.
Fakat buna rağmen kralın dostluğunu kazanmayı da başardı.
Auch deshalb hat die Freundschaft seines Königs gewonnen.
Ona sevgiyi ve insan dostluğunu öğretmeye çalıştım,… ama bu asla sahip olamayacağı bir şey.
Ich habe versucht, sie die Liebe zu lehren… und die Kameradschaft der Menschen. Genau das wird sie nie verspüren.
Civardaydım ve düşündüm ki… bir uğrayıp merhaba derim ve… 15 yaşındaki bir kızın dostluğunu kazanabilmek için fikir sorarım.
Ich dachte, ich schau kurz vorbei, sag Hallo und frage dich, wie man die Sympathien eines 15-jährigen Mädchens gewinnt.
Hollanda Başbakanı Ruttenin seçimleri kazandığını, ancak Türkiyenin dostluğunu kaybettiğini söyledi.
dass Rutte die Wahlen gewonnen hat, aber die Freundschaft der Türkei verloren hat.
Sonuçlar: 147, Zaman: 0.0275

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca