DOYURMAK - Almanca'ya çeviri

füttern
beslemek
beslenmesi
besleyebilirsiniz
besleyebilir
besleyin
yem
yemek
doyurmak
beslenir
yemleme
ernähren
beslemek
besleyebilir
besleyebilir mi
besleyen
yemek
doyurmak
beslenmek
besleyecek
beslenmesi
zu sättigen
doyurmak
essen
yemek
yiyecek
gıda
yemen
Sättigung
satürasyon
doygunluk
tokluk
doyma
doyurmak
oksijen satürasyonu
durchfüttern
var
karnını doyurmam
doyurmak
die Speisung
doyurmaktır
yemek yedirmektir

Doyurmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Sadece atımı doyurmak ve bir otel bulmak istiyorum.
Ich suche nur Futter für die Pferde und ein Hotel.
Sadece bir nüfusu doyurmak çok daha etkili.
Weit effizienter ist die Sättigung der Population.
Sadece bir nüfusu doyurmak çok daha etkili.
Viel effektiver ist die Sättigung der Population.
Doyurmak istiyorum.
Ich will volle.
Giderek büyüyen grubumuzu doyurmak onun için kolay değildi!
Es war nicht leicht für sie, unsere wachsende Schar zu ernähren!
Bir çocuğu okulda doyurmak çok basit bir şey ama mucizeler yaratıyor'' dedi.
Ein Schulkind zu ernähren ist eine einfache Sache, aber sie bewirkt Wunder.".
Doyurmak, susuzlara su içirmek,
Speisen, Dürstenden zu trinken geben,
Mührü doyurmak gerekiyor.
Das Mal muss gefüttert werden.
İnsanları Doyurmak ve.
Und den Menschen nähren.
Bunları doyurmak için nereden ekmek alalım?”?
Wo kaufen wir Brot, damit diese zu essen haben?
Sayenizde evsizleri doyurmak için mutfağı yeniledik.
Wir bauen eine neue Küche für die Obdachlosenspeisung, dank Ihnen.
Minnettarlık, bir adamı tek başına hayatta tutmaya yetmez. Karnını da doyurmak zorundasınız.
Dankbarkeit alleine kann einen Mann nicht am Leben halten- man muss ihm Essen für seinen Bauch geben.
Olamaz, onu doyurmak.
Sie kriegen nicht genug.
Veya ruhunu doyurmak.
Oder Ihre Seele nähren.
Senin tek işin Gümüş Samurayı doyurmak!
Dein Job ist es, den silbernen Samurai zu füttern!
Bir mahkumu doyurmak zorundayım.
Ich muss diesen Gefangenen verpflegen.
Sadece köpek edinmek, sevmek ve onu doyurmak yeterli değildir.
Nur den Hund zu lieben und ihn zu füttern ist zuwenig.
Yetimleri doyurmak.
Speisen für Waisen.
Rüyada misafir doyurmak.
Träume unsre Nahrung.
O bizi doyurmak istiyor.
Er will uns speisen.
Sonuçlar: 67, Zaman: 0.0695

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca