Evlenmesi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Bugün birinin evlenmesi gerek.
Yaşındaki adamın 17 yaşındaki kızla evlenmesi.
Bir kızın hemen evlenmesi gerekmiyor.
Als Frau muss man nicht den Erstbesten heiraten.Yaşındaki adamın 17 yaşındaki kızla evlenmesi.
Somalia 112-Jähriger heiratet 17-jähriges Mädchen.Kral Theseus, çiftlerin hepsinin evlenmesi gerektiğine karar verir.
König Theseus entscheidet, dass alle Paare heiraten sollen.Ana veya babanın yeniden evlenmesi hâlinde.
Dass die Mutter oder der Vater wieder heiratet.Meleklerin evlenmesi.
Die Engel heiraten.Bir kadının para için bir adamla evlenmesi.
Wenn eine Frau einen Mann des Geldes wegen heiratet.Sadece mirasçıyla evlenmesi gerekiyor.
Er muss nur die Erbin heiraten.Bir yahudinin, zenci bir kadınla evlenmesi etkileyici.
Ein Jude, der eine schwarze Frau heiratet, ist beeindruckend.Tecavüze uğrayanların evlenmesi.
Vergewaltiger heiraten.Yaşındaki adamın 17 yaşındaki kızla evlenmesi.
Jähriger heiratet 17-Jährige.Kitapta Kraliçe, oğlunun evlenmesi gerektiğine karar verir.
In einem nahegelegenem Schloss beschließt der König, dass sein Sohn heiraten müsse.Efendinin izni olmadan kölenin evlenmesi.
Nämlich ohne Genehmigung des Leibherrn heiraten.Bu yıl sıra Ivyye gelir ve başkanın oğluyla evlenmesi gerekiyordur.
Ivy ist dieses Jahr eine von ihnen und soll ausgerechnet den Sohn des Präsidenten heiraten.Alexin tekrar evlenmesi mutluluğu başka kadında bulması rahatsız etmedi mi?
Es hat Sie nicht gestört, dass Alex wieder geheiratet hat? Dass er mit einer anderen Frau glücklich wurde?Ama sen ve Kelsonun evlenmesi tam bir manyaklık.
Sör Geoffrey de Cliffordun evlenmesi konusunda direniyordu.
En azından iki erkeğin evlenmesi beni ilgilendirmez.
Heiraten zwei Männer, stört mich das nicht im Geringsten.Sonun da Blair ve Chuckın evlenmesi.
Heiraten Blair und Chuck?
