FAREYI - Almanca'ya çeviri

Maus
fare
mouse
Ratte
sıçan
fare
köstebek
muhbir
ispiyoncu
gammaz
kalleş
Mäuse
fare
mouse
Ratten
sıçan
fare
köstebek
muhbir
ispiyoncu
gammaz
kalleş

Fareyi Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bir yavru kedi bile fareyi ele alırsa, sadece deneyimli bir kedi bir sıçanın üstesinden gelebilir.
Wenn sogar ein Kätzchen Mäuse behandelt, kann nur eine erfahrene Katze eine Ratte überwinden.
Bir fareyi bile çıkaramam.
Ich kriege nicht mal eine Maus raus.
Fareyi beslemek ne demektir, bilir misin, Will?
Weißt du was es bedeutet, die Ratte zu füttern, Will?
Halı çizip yakalamak, fareyi yakalamak, vazoyu
Teppiche kratzen, Mäuse fangen, Vasen zerstören,
Fareyi beslemek zorundasın, Will.
Du musst die Ratte füttern, Will.
Profesör ve ben kediyle fareyi oynuyoruz.
Wir spielen Katz' und Maus, der Professor und ich.
Onları psikolojik olarak rahatsız ediyor. Aynı kafese 20 fareyi koydun.
Aber wenn 20 Mäuse in einem Käfig sind, machte es sie psychologisch fertig.
Ben işin üstündeyim. Bu fareyi yuvasına kadar takip edeceğim.
Ich mach das. Ich verfolge diese Ratte zu ihrem Nest.
Şirin, konuşan ve altın kürklü fareyi diyorum.
Die niedliche goldene Maus, die spricht.
Yani şu ana kadar en beteri bir laboratuara girip birkaç fareyi serbest bırakmış.
Einige Mäuse aus einem Labor zu befreien. Das Schlimmste, was einer je tat.
O sikik Kolombiyalı fareyi öldürmeye kararlıydım.
Ich wollte diese kolumbianische Ratte umbringen.
Kedi ve Fareyi yapıyor.
Finn Katz und Maus.
Bir gün okyanusta amaçsızca yüzen bir kutudan üç fareyi kurtardılar.
Eines Tages retten sie drei Mäuse aus einer Kiste, die ziellos im Ozean schwimmt.
Ve fareyi tanıyorum.
Und ich kenne die Ratte.
Bir ineğin fareyi sürmesi gibi.
Als wenn eine Kuh eine Maus reitet.
Tek bir ahtapot zehri 30 yetişkin insanı ve 10.000 fareyi öldürebilir.
Das Gift eines Frosches könnte 10 Menschen oder 10.000 Mäuse töten.
Patrick, fareyi ver.
Patrick, gib mir die Ratte.
Elimle ne yaptığımı görüyor musun? Fareyi hareket ettirirken,?
Wenn Sie die Maus bewegen… Sehen Sie, was ich mache?
Önemli olan onun fareyi yakalamasıdır.
Hauptsache, sie fängt Mäuse.
Ayinden önce kilisenin arkasında çocuğun fareyi salıvermesine yardım ettim.
Ich helfe dem Jungen, die Maus hinter der Kirche freizulassen.
Sonuçlar: 526, Zaman: 0.0279

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca