FAYEDIN - Almanca'ya çeviri

Fayed
fayede

Fayedin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Fayedin adamı şu an Assadla birlikte arabadalar.
Fayeds Mann ist jetzt im Auto mit Assad.
Habib, Fayedin nükleer bombalarının şu an bulundukları yeri biliyor mu?
Weiß Habib den aktuellen Standort von Fayed's Nuklearwaffen?
O halde Habib, Fayedin adamlarının nerede olduklarını biliyordur. Ne yazık ki bilmiyor.
Dann würde Habib wissen wo Fayed's Männer sind.
Fayedin bana yaptırdığı yeniden programlama cihazı.
Von dem Gerät, das ich für Fayed funktionstüchtig machen musste.
Fayedin bana yaptırdığı yeniden programlama cihazı burada yoksa, yanına almış demektir.
Das Gerät was ich für Fayed programmieren musste ist nicht hier. Das bedeutet er hat es mitgenommen.
Gitgide Fayedin operasyonuna başından beri yardımcı oluyormuş gibi görünüyor.
Es sieht immer mehr danach aus, dass er Fayeds Operation, die ganze Zeit unterstützt hat.
Başkan Yardımcısı Daniels, Fayedin ülkesine karşı bir nükleer saldırı emri verdi.
Vize-Präsident Daniels hat einen Atomschlag gegen Fayeds Heimatland angeordnet.
Ayrıca, Fayedin durumuyla ilgili son bilgilere ihtiyacım var.
Ich brauche auch noch Updates über die Situation mit Fayed.
Jackin sorgulaması sırasında Fayedin abisi öldü.
Fayed's Bruder starb während Jack's Verhör.
Yasa değişikliği altında ona meydan okuyor… böylece, Fayedin ülkesine nükleer saldırı gerçekleştirebilecek.
Damit er den Atomschlag gegen Fayeds Land ausführen kann. Verfassungszusatzes an.
Daha derine inebilir, Fayedin bağlantısını bulabilirler.
Sie können leichter eine Verbindung zu Fayed finden.
Taktik timler 10 dakika sonra Fayedin evinde olabilirler.
Die Einsatzteams können in zehn Minuten bei Fayeds Haus sein.
Fakat bu odada bulunan herkes biliyor ki, Abu Fayedin ülkesindeki unsurlar.
Sie verstecken sich hinter dieser Lüge, aber wir alle hier wissen, dass Leute in Abu Fayeds Heimatland.
Daha derine inebilir, Fayedin bağlantısını bulabilirler.
Sie können tiefer gehen, um eine Verbindung zu Fayed zu finden.
Assad ve Fayedin adamı açık yoldalar.
Assad und Fayeds Mann sind auf einer Landstraße.
Jack, Assad bize… Fayedin bir yıl önce nükleer silahlar için görüştüğü… bir Rus generalin ismini verdi.
Assad hat uns soeben den Namen eines Russischen Generals der vor einem Jahr mit Fayed in Kontakt über die Atomwaffen gegeben.
İçerideki ajanlarımız, Fayedin isteğini atlatmaya çalışıyorlar ama Jack,
Unsere Agenten da drin versuchen Fayed's Forderung zu umgehen aber Jack glaubt,
Fayedin, Habibe bağlı bir terörist örgütün adamları gibi görünen CTU ajanları tarafından kurtarıldığı sahte bir kurtarma sergiledik.
Wir haben eine Rettungsaktion für Fayed mit CTU-Agenten inszeniert, die als Mitglieder einer Terrorzelle mit Verbindung zu Habib auftreten.
Efendim, Fayedin buradaki asıl niyeti… ülkemizi,
Sir, Fayed's einziges Vorhaben ist es,
Ama Milo, Fayedin bilgisayarından çektiği bölümden yerel bir IP ağının izini bulmayı başardı.
Aber Milo hat es geschafft den Teil der E-Mail von Fayed's Laptop zu einem lokalen I.P. Netzwerk zu verfolgen.
Sonuçlar: 66, Zaman: 0.0276

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca