FELAKET - Almanca'ya çeviri

Katastrophe
afet
bir facia
felaket
katastrophal
felaket
kötü
yıkıcı
korkunç
Desaster
felaket
bir facia
bir fwlaket
Unglück
kötü şans
bir musibet
talihsizlik
mutsuzluk
uğursuzluk
felaket
kötülükten
kaza
kazadan
bedbahtlığımız
verheerend
yıkıcı
felaket
korkunç
büyük
tahripkâr
Disaster
felaket
afet
faciası
Unheil
kötülük
bir zarar
felaket
bozgunculuk
fesada
bela
bir musibet
schrecklich
korkunç
berbat
kötü
çok
iğrenç
dehşet
Plage
veba
bela
felaketi
musibet
hastalığı
salgın
başbelası
desaströs
felaket

Felaket Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Hislerim… Durumum felaket, değil mi?
Es ist ein Desaster, nicht wahr? Also,?
Bu… felaket bir olay Efendim.
Das ist eine Katastrophe, Sir. Das ist….
Titanik Felaket Bugün Olabilir Mi?
Könnte die Titanic Disaster heute passieren?
Nasıl felaket ransomware bildiğinize olabilir,
Sie, wie verheerend Ransomware wissen ist,
Üzerinize kuzeyden felaket, büyük yıkım getirmek üzereyim!
Denn ich bringe Unglück von Norden her und große Zerschmetterung!
Gezegensel bir hasar, felaket olacak.
Die Schäden auf dem Planeten werden katastrophal sein.
Burada felaket tarzında bir durum var.
Wir haben hier unten so was, so was wie eine Plage.
Belki de felaket getirirsin. Ama biz Wahan Kavmine faydan olup olmayacağını bilemeyiz.
Wir können nicht wissen, ob du dem Wahan-Stamm nutzen wirst, oder uns Unheil bringst.
Buranın felaket olması nasıl benim suçum olabilir?
Ist es meine Schuld, dass hier alles ein Desaster ist?
Durum felaket. Fırtına gittikçe şiddetleniyor.
Das ist schrecklich. Der Sturm wird schlimmer.
Bo felaket biri.
Bo ist eine Katastrophe.
Felaket kurtarma çözümleri, huzur getiriyor.
Lösungen für Disaster Recovery bringt Ruhe.
Ve tabii ki bu felaket olacak.
Und natürlich wird das katastrophal sein.
Nereye gitsen felaket getiriyorsun.
Du bringst Unglück, wo du auch hingehst.
Bir sızıntı felaket olabilir.
Ein Leck konnte verheerend sein.
Hep mesajlaşmanın felaket olduğunu duyarız.
Wir hören immer, dass SMS eine Plage sind.
Planın felaket olduğunu biliyoruz.
Der Plan ist doch desaströs.
Yangın, felaket, ölüm.
Feuer, Unheil, Tod.
Dün geceki felaket için üzgünüm.
Entschuldige bitte das Desaster gestern Abend.
Bu içeriği tam felaket olan bir özür.
Diese Entschuldigung war einfach absolut schrecklich.
Sonuçlar: 1216, Zaman: 0.0445

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca