GIRDIN - Almanca'ya çeviri

gekommen
gelmek
geliyor
gelir
gelecek
hadi
gelin
gelip
haydi
gelen
çıkacak
gegangen
gitmek
gidiyor
gidip
yürümek
çıkmak
ayrılmak
gidelim
gidin
gider
reingekommen
içeri
i̇çeri gelmek misin
i̇çeri girmek
gelmek misin
gelebilir miyim
sie hereingekommen
geldiklerini
Betreten
girmek
girerken
girin
giren
giriyor
giriş
içeri
gingst
gitmek
gidiyor
gidip
yürümek
çıkmak
ayrılmak
gidelim
gidin
gider
kommst
gelmek
geliyor
gelir
gelecek
hadi
gelin
gelip
haydi
gelen
çıkacak
kamen
gelmek
geliyor
gelir
gelecek
hadi
gelin
gelip
haydi
gelen
çıkacak
gehen
gitmek
gidiyor
gidip
yürümek
çıkmak
ayrılmak
gidelim
gidin
gider
kam
gelmek
geliyor
gelir
gelecek
hadi
gelin
gelip
haydi
gelen
çıkacak

Girdin Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Kapıdan girdin ve şu hale bak?
Kommst durch die Tür und es ist wie"Was?
Bu yüzden mi odama girdin?
Gingst du deswegen auch in mein Zimmer?
Sen yetkili değilsin. Buraya nasıl girdin.
Wie sind Sie hier reingekommen?
Kapıdan nasıl girdin sen?
Wie kamen Sie durchs Tor?
Hiç bir odaya girdin ve neden içeri girdiğini unuttun mu?
Immer in einen Raum gehen und vergessen, warum du eingetreten bist?
Sen buraya nasıl girdin?
Wie kommst du denn hierher?
Sen oraya girdin.
Du bist reingekommen.
Peki sen sınırdan nasıl girdin? diye merakla sordum.
Ich frage mich wie der über die Grenze kam.
Bu kanuni sisteme bir suçlu olarak girdin.
Sie kamen als Krimineller ins Rechtssystem.
Hem geç kaldın, hem de yanlış odaya girdin.
Sie kommen zu spät, gehen zum falschen Zimmer.
Sen nasıl girdin?
Wie kommst du denn hierher?
Buraya yetkim olmadan nasıl girdin?
Wie bist du ohne meine Erlaubnis reingekommen?
Ben dışarı çıktığımda kitaba sen girdin.
Du kamst in das Buch und ich kam raus.
Ama şirket işine ailemizi desteklemek için girdin.
Aber du musstest den Firmenweg gehen, um unsere Familie zu unterstützen.
Ve sonra devreye sen girdin.
Und dann kamen Sie dazu?
Sen buraya nasıl girdin?
Wie sind Sie reingekommen?
Sen erken girdin.
Deiner kam zu früh.
Burada, nasıl internete girdin?
Wie konntest du hier online gehen?
Hiç oraya girdin mi?
Da reinzukommen. Ich habe niemanden vergiftet?
Yaşıyorsun. Tanrım, Chesters Mille nasıl girdin?
Du lebst. Mein Gott, wir konntest du nach Chester's Mill kommen?
Sonuçlar: 259, Zaman: 0.0407

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca