IMKÂNI - Almanca'ya çeviri

Möglichkeit
seçenek
mümkün
bir ihtimal
fırsatı
bir yolu
olasılığı
imkanı
şansı
bir yol
olanağı
kann
olabilir
edebilir
edebilirsiniz
yapabilir
mümkün
daha
herhangi
nasıl
olabilir mi
sayesinde
möglich
mümkün
olabilir
olası
muhtemel
imkansız
olanaklıdır
können
olabilir
edebilir
edebilirsiniz
yapabilir
mümkün
daha
herhangi
nasıl
olabilir mi
sayesinde
Möglichkeiten
seçenek
mümkün
bir ihtimal
fırsatı
bir yolu
olasılığı
imkanı
şansı
bir yol
olanağı
könnte
olabilir
edebilir
edebilirsiniz
yapabilir
mümkün
daha
herhangi
nasıl
olabilir mi
sayesinde
konnte
olabilir
edebilir
edebilirsiniz
yapabilir
mümkün
daha
herhangi
nasıl
olabilir mi
sayesinde
zu ermöglichen
sağlamak
izin
mümkün kılmak
vermeye
sağlar
imkânı

Imkânı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Malcolmın böyle bir şey yapmasının imkânı yok.
Es gibt wirklich keinen Weg, dass Malcolm so etwas gemacht haben könnte.
Yıllar önce buraları bir kez ziyaret etme imkânı bulmuştum.
Vor vielen Jahren habe ich die schon einmal besichtigen können.
Dolayısıyla gizli servislere bu imkânı tanımalarına şaşırıyorum.
Deswegen wundert es mich, dass sie den Geheimdiensten diese Möglichkeiten einräumen.
Adaleti yakalama imkânı yoktur.
Es ist nicht möglich, Gerechtigkeit anzuhäufen.
Peki, doğa neden insana trambolinde zıplama imkânı verdi?
Nun, warum hat die Natur den Menschen die Möglichkeit gegeben, auf einem Trampolin zu springen?
Avantaj: Gönderim zamanını ayarlayabilme imkânı.
Vorteil: Kann Sendezeit füllen.
Bilmenin imkânı yoktu.
Keiner konnte es wissen.
Dokunma, hissetme imkânı.
Anfassen, nicht fühlen können.
Ona bazı şeyleri sormanın imkânı yoktu.
Es war ihm nicht möglich etwas zu fragen.
Online alım satım yapmanın avantajı, Dealing Desk olmadan ticaret yapma imkânı.
Der Vorteil beim Online-Devisenhandel ist die Möglichkeit, ohne Dealing Desk zu handeln.
Olduğum şeyden uzaklaşmamın imkânı yok.
Vor dem, was ich bin, kann ich nicht davonlaufen.
İnsanın kan kardeşini seçme imkânı yoktu.
Nur dass man sich seinen Blutsbruder nicht aussuchen konnte.
Bu iki ordunun kolayca bir araya gelmesinin imkânı yok.
Die zwei Armeen können sich nicht leicht vereinen.
Bir veya daha fazla sayıda gecelik konaklama imkânı veren sözleşmelerdir.
Auch eine oder mehrere Verlängerungsnächte sind möglich.
MSpy, bağlı Ortaklık olma imkânı sunar.
MSpy bietet die Möglichkeit, sein Partner zu werden.
Olmaları ve/veya olmamalarının imkânı kendilerinde değildir.
Weder sie selbst noch Waren können hinein oder hinaus.
Çünkü kredi kartıyla ATMlerden nakit çekme imkânı yok.
Es ist nicht möglich, per Kreditkarte am ATM Bargeld zu ziehen.
Fiyat etiketlerini reklam alanı olarak kiraya verme imkânı.
Die Möglichkeit, die Preisschilder als Werbefläche zu vermieten.
Daha çok ticaret ve yatırım imkânı.
Dann seien mehr Handel und Investitionen möglich.
Transfer yolcuların havalimanında kalma imkânı olacak mı?
Haben Transferpassagiere die Möglichkeit, am Flughafen zu bleiben?
Sonuçlar: 191, Zaman: 0.0517

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca