IMKÂNI - Yunan'ya çeviri

περίπτωση
vaka
ihtimal
örnek
anında
durumda
imkan
olayda
halinde
davada
dava
δυνατότητα
mümkün
yeteneği
özelliği
olasılığı
imkanı
potansiyeli
fırsatı
olanağı
seçeneği
kapasitesi
ευκαιρία
şans
fırsat
imkanı
μπορεί
edebilirim
olabilirim
yapabilirim
verebilirim
alabilirim
mümkün
bir
belki
acaba
daha
τρόπος
nasıl
çare
yolu
yol
tarzı
yöntemi
şekli
şekilde
biçimi
modu
ευκαιρίες
şans
fırsat
imkanı
τρόπο
nasıl
çare
yolu
yol
tarzı
yöntemi
şekli
şekilde
biçimi
modu
μπορώ
edebilirim
olabilirim
yapabilirim
verebilirim
alabilirim
mümkün
bir
belki
acaba
daha
δυνατότητες
mümkün
yeteneği
özelliği
olasılığı
imkanı
potansiyeli
fırsatı
olanağı
seçeneği
kapasitesi
ήταν
çok
bir
ben bir
sadece
artık
aslında
tam
gerçekten
işte
oldukça

Imkânı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Başkanlık süresi 6 yıldır ve tekrar seçilme imkânı tanınmıyor.
Η θητεία του Γραμματέα είναι εξάμηνη και δεν μπορεί να επανεκλεγεί.
Komşu ülkelere ulaşım imkânı var.
Έχουν τη δυνατότητα μεταφοράς σε γειτονικές χώρες.
Claudianın üç yıldır sarhoş olmasının imkânı yok.
Δεν υπάρχει περίπτωση η Κλόντια να είναι μεθυσμένη για τρία χρόνια.
Zaten birçok imkânı ve birçok canlıyı kaybettik.
Είχαμε τρία δοκάρια και πολλές ευκαιρίες.
Onlarla veya Atlantisle iletişim kurmamızın imkânı yok.
Δεν έχουμε τρόπο επικoινωνίας με αυτούς ή την Ατλαντίδα.
Normal bir hortum olmasının imkânı yok.
Κανένας τρόπος ότι ήταν ένα κανονικό ανεμοστρόβιλος.
Yiyecek, su ve biraz dinlenme imkânı.
Τρόφιμα, νερό και μια ευκαιρία να ξεκουραστώ.
Küçük Peteyinin süper suçlularla baş etmesini onaylamasının imkânı yok.
Δεν υπάρχει περίπτωση να ενέκρινε ο μικρός της Πίτι να εμπλέκεται με υπέρ-κακούς.
Bu soruda ebeveynler için bir veya daha fazla seçeneği işaretleme imkânı vardı.
Για τους γονείς υπήρχε η δυνατότητα να επιλέξουν μια ή περισσότερες απαντήσεις.
Bu hareketin yarıda kalması imkânı yoktur.
Αυτή η προσπάθεια δεν μπορεί να μείνει στη μέση.
Buradan sıvışmamızın imkânı yok efendim.
Δεν μπορώ να σας το κρύψω, κύριε.
Şimdi içeri girmemizin imkânı yok.
Τώρα δεν έχουμε τρόπο να μπούμε μέσα.
Barbarların beni federallere teslim etmenize izin vermesinin imkânı yok.
Δεν υπάρχει κανένας τρόπος οι βάρβαροι να σε αφήσουν να με βάλεις στον πάγο για τους ομοσπονδιακούς.
Daha iyi bir dünya inşa etmek için mücadele imkânı istiyorlar.
Και ζητούν μια ευκαιρία να παλέψουν για να χτίσουν έναν καλύτερο κόσμο.
Ama her ne dersen de bir daha seni incitmemin imkânı yok.
Αλλά ό, τι και να πεις, δεν υπάρχει καμία περίπτωση να σε πληγώσω ξανά.
Yunanistanın bu imkânı yok.
Η Ελλάδα δεν έχει αυτήν τη δυνατότητα.
Devletimizin birçok imkânı var.
Η χώρα μας έχει πολλές δυνατότητες.
Bugün gelmemin imkânı yok.
Δεν μπορώ να έρθω σήμερα.
Buna göre nüfusun yaklaşık yüzde 70inin politikayı etkilemesinin imkânı yok.
Αυτό που δείχνει είναι ότι περίπου 70% του λαού δεν έχει τρόπο να επηρεάσει τις πολιτικές.
Onun oynamasının imkânı yok.
Δεν υπάρχει τρόπος να παίξει.
Sonuçlar: 255, Zaman: 0.0675

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan