INCINMIŞ - Almanca'ya çeviri

verletzt
incitmek
zarar
yaralamak
kırmak
üzmek
ihlal
canını yakmak
incinmesini
gücendirmek
verletzte
incitmek
zarar
yaralamak
kırmak
üzmek
ihlal
canını yakmak
incinmesini
gücendirmek
geschädigt
zarar verebilir
hasar

Incinmiş Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Topu fırlattığı kolu incinmiş.- Evet, öyle.
Sein Wurfarm ist verletzt worden.- Ja, das stimmt.
Hiccup, ayağı incinmiş ve Hızlı İğneler uçamazlar.
Hicks, sein Bein ist verletzt, und sie können nicht fliegen.
Çünkü incinmiş. Kendisinden daha güçlü her erkekten korkuyor.
Sie hat Angst vor Männern, die stärker sind als sie, weil sie verletzt wurde.
Gururu incinmiş, bu yüzden araştırma yapmış.
Ihr Stolz war verletzt, also forschte sie ein wenig nach.
Ve elbette incinmiş, kırgın.
Natürlich sind Sie verletzt und wütend.
Hasta, incinmiş, kaybedilen veya travma geçirilmiş hayvanlarla çalışırken sık sık St. Francisi çağırırım.
Franziskus an, wenn ich mit kranken, verletzten, verlorenen oder traumatisierten Tieren arbeite.
Gerçekten incinmiş görünüyordu.
Er sieht wirklich verletzt aus.
Reddedilen kişilerin incinmiş duygularını çok umursamış görünmüyorlardı.”.
Sie waren nicht so besorgt über die verletzten Gefühle der abgelehnten Person.".
Bazen incinmiş hissederler.
Manchmal fühlen sie sich verletzt.
Paige incinmiş olabilir ama onlanları anlıyor.
Malte ist verletzt, kann aber ihre Erklärungen nachvollziehen.
Senin gibi incinmiş ve inciterek.
Leidend und verwundet wie du.
Gururu incinmiş o yüzden biraz araştırma yapmış.
Ihr Stolz war verletzt, also forschte sie ein wenig nach.
Bazılarımız sadık olmayı seçer incinmiş ve kızgın olsak da.
Einige von uns entscheiden sich, loyal zu sein, auch wenn wir wütend und verletzt sind.
duygusal olarak incinmiş, kafası ise hassas istihbaratla dolmuş.
emotional verletzlich, mit einem Kopf voll von heiklen Informationen.
Hatta bandanam bile incinmiş.
Sogar mein Kopftuch tut weh.
Çünkü o incinmiş olan.
Er ist der Zerbrochene.
Evet, öyle. Topu fırlattığı kolu incinmiş.
Sein Wurfarm ist verletzt worden.- Ja, das stimmt.
Baygın durumda. Kolu incinmiş.
Er ist bewusstlos. Sein Arm ist verletzt.
şaşırır- tıpkı bir köpeğin incinmiş olması gibi yapacağı gibi.
jaulen- genau wie ein Hund, wenn er verletzt worden wäre.
Gerçekten hiçbir şey yapmadıysan bile, arkadaşının incinmiş hislerini kabul etmene gerek var.
Selbst wenn du wirklich nichts getan hast, musst du die verletzten Gefühle deines Freundes akzeptieren.
Sonuçlar: 72, Zaman: 0.035

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca