INKÂR - Almanca'ya çeviri

leugnen
inkâr
reddetmek
yalan
yalanladılar
yadsıyamaz
ungläubig
kâfir
inkâr
küfre
küfredenler
bestreiten
inkar
itiraz
reddediyor
tartışmaktadır
şüphelidir
yürümeliyiz
die Kufr betrieben haben
verneinen
reddetmek
inkâr
leugnet
inkâr
reddetmek
yalan
yalanladılar
yadsıyamaz
geleugnet
inkâr
reddetmek
yalan
yalanladılar
yadsıyamaz
verwerfen sie
inkâr
habest verleugnet
es ableugnen

Inkâr Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Biri öğrenirse inandırıcı bir şekilde inkâr edebilmeniz için gizledim.
Ich behielt es für mich, damit Sie es… abstreiten konnten, falls es jemand herausfinden würde.
Ne var ki gördükleri onun inkâr ve taşkınlığını artırdı.
Er schaute sie ungläubig und fassungslos an.
Ötmeden beni üç kere inkâr edeceksin!”.
Bis du Mich dreimal habest verleugnet!”.
Bunlardan bir şeyi inkâr edebilir misin?
Kannst du irgendetwas von dem hier bestreiten?
sonra da onu inkâr ediyorlar.
und dann verwerfen sie sie..
Sosyalizm ve komünizm kelimeleri, inkâr felsefesinin adı ve soy adı gibidirler.
Die Begriffe Sozialismus und Kommunismus sind wie der Name und Familienname der Philosphie der Verleugnung.
Kimse bunu inkâr edemez.
Was niemand leugnen kann.
Önce uydurduklarını sandım ama artık bunun gerçek olduğunu inkâr edemem.
Jetzt kann ich's nicht mehr abstreiten. Zuerst dachte ich, alles wär erfunden.
Yani bir başka deyişle, qigong uygulamasının hastalıkları tedavi edebildiğini kimse inkâr edemez.
Das heißt, daß niemand es ableugnen kann, daß Qigong Kranke heilen kann.
Böyleleri hüccet ikame edilmediği sürece inkâr etmeleri sebebiyle kafir olmazlar.
Sie brauchten sich nicht als ungläubig zu outen, weil sie nicht ungläubig waren.
Şimdi bizde proletarya diktatörlüğünün varolduğu inkâr edilebilir mi?
Kann man bestreiten, dass gegenwärtig bei uns die Diktatur des Proletariats besteht?
Bu inkâr edilse de, bir gerçektir.
Und wenn es nicht zutrifft, dann ist es Verleugnung.
Bunun bir uzaylı aracı olduğunu kim inkâr edebilir?
Denn wer könnte leugnen, dass dies ein fremdes Raumschiff ist?
Öğrenci Bazarov, Turgenevi en'' acımasız ve tam inkâr'' ın bir destekçisi olarak nitelendirdi.
Student Bazarov beschrieb Turgenev als Anhänger der"gnadenlosesten und vollständigsten Verneinung".
Yani bir başka deyişle, qigong uygulamasının hastalıkları tedavi edebildiğini kimse inkâr edemez.
Aber niemand kann es ableugnen, daß Qigong Krankheiten heilen kann.
Ardından inkâr.
Und danach ungläubig.
Kabullenmekte, inkâr etmekten vazgeçmekte.
Die Lage zu akzeptieren, die Verleugnung aufzugeben.
O tiplerden olup da bunu inkâr eden iki oğlum var.
Ich habe zwei Söhne, die verdrängen, solche zu sein.
Daha fazla inkâr edemem.
Ich kann es nicht mehr leugnen.
Onun temiz kalmış, el değmemiş insanlığı bütün bu inkâr dünyasının dışındaydı.
Seine Menschlichkeit war rein und makellos, er stand außerhalb dieser Welt der Verneinung.
Sonuçlar: 303, Zaman: 0.0423

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca