ISTEKSIZCE - Almanca'ya çeviri

• widerwillig
• widerstrebend
• unwillig
• zögernd
• zögerlich

Isteksizce Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Hua onunla isteksizce konuşuyor gibiydi.
Promis schien mit Widerwillen von ihm zu reden.

Robert isteksizce onlarla tanışıyordu.
Robert wollte sie ungedingt kennen lernen.

Tom isteksizce kabul etti.
Wiederwillig sagte Tom zu.

Takımları isteksizce öğrenir, genellikle öğrenme sürecini normal oyuna indirir.
Er lernt ungern Teams, reduziert den Lernprozess oft auf ein normales Spiel.

Dört genç aslanlar isteksizce sığ nehri geçip Annelerini izleyin.
Vier junge Löwen folgen ungern ihre Mutter einen flachen Fluss überqueren.

Bu yüzden mi isteksizce savaşıyorsun William?
Bist du deswegen ein so zurückhaltender Vollstrecker, William?

Bu durumda Darkstalkerler dünyayı kurtarmak için isteksizce müttefik haline gelmek zorundadırlar.
Und die Darkstalkers werden muss, nicht bereit Verbündeten, um die Welt zu retten.

Diyabet hastası bir kişi, isteksizce bir muhasebeci olur.
Eine Person mit Diabetes zögert, Buchhalter zu werden.

Ben bir makine temizlemek için çok isteksizce anti-malware malwarebytes indirilen.
Ich heruntergeladen Malwarebytes Anti-Malware sehr ungern zu bereinigen, eine Maschine.

Ancak bu, ilacın düşüncesizce ve isteksizce kullanılması gerektiğini söylemez.
Aber das sagt nicht, dass das Medikament gedankenlos und nach Belieben verwendet werden sollte.

Isteksizce onu kabul etti
Widerwillig gab er zu und platzierte sie in das schönste Haus,

Şey, ben var istiyorum em- Ben onu sevdim- Bir em diye sevdim'','' Ben Weatherstaff isteksizce kabul.
Nun, ich habe wie'em- ein" Ich mochte sie-' sie gern'em,"Ben Weatherstaff zugelassen widerwillig.

elçisini tanımamaları, namaza ancak isteksizce gelmeleri ve hoşlarına gitmiyorken infak etmeleridir.
Seinem Gesandten gegenüber betrieben haben, zum rituellen Gebet nur widerstrebend kommen und nur spenden.

Protestan isteksizce kabul etti.
stimmten die Protestanten widerwillig zu.

Dahası, nihayetinde, kendileri için ciddi sağlık sorunlarına isteksizce neden olan uyuşturucu bağımlılığına sahipler.
Darüber hinaus haben sie schließlich die Sucht nach Medikamenten, die widerwillig ernste gesundheitliche Probleme für sie verursachen.

Bu isteği ile ilginiz var mı?
Hatten Sie etwas mit dieser Bitte zu tun?

Bu soruların Doktorun isteği ile ne ilgisi var anlamıyorum.
Ich verstehe nicht, was Ihre Fragen mit der Bitte des Doktors zu tun haben.

Benim isteğim değil bu.
Das wollte ich nicht.

Çok istekli ama henüz hazır değil. Üzgünüm.
Sie ist sehr willig, aber noch nicht sehr anstellig.

Bayan Prattin son isteğine saygı göstermek istedim.
Ich respektiere Mrs. Pratts letzten Wunsch.