KOVDUM - Almanca'ya çeviri

gefeuert
kovmak
ateş
ateşle
işten atman
entlassen
kovmak
tahliye
serbest bırakıldı
taburcu
işten çıkarmak
çıktı
kaldırıldı
görevden
bırakmak
terhis
vertrieben
çıkarmak
uzaklaştırmaya
kovmak
dağıtan
kovuyor
sınırdışı
rausgeworfen
kovmak
atmak
dışarı atmak
kapı dışarı
dışarı atamazsın
kapı dışarı etmek
feuern
kovmak
ateş
ateşle
işten atman
entließ
kovmak
tahliye
serbest bırakıldı
taburcu
işten çıkarmak
çıktı
kaldırıldı
görevden
bırakmak
terhis

Kovdum Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bu nedenle onu kovdum. Kapıyı çarptı ve… tüm kağıtlar havada uçuştu.
Sie schmiss die Tür so zu, dass alles im Zimmer rumflog.
Kovdum, kendi kendimi temsil edeceğim.
Ich habe Sie gefeuert. Ich vertrete mich selbst.
Demek istediğim, bütün adamlarımı kovdum. Rehabilitasyona gittim. Birkaç oyunculuk dersi aldım.
Feuerte ich das Personal, ging auf Entzug, nahm Schauspielunterricht.
Seni kovdum. Günaydın millet!
Guten Morgen, Schäfchen! Oh, du bist gefeuert.
Çünkü onu kovdum. Neden?
Weil ich ihn gefeuert habe. Warum?
Onu kovdum çünkü gerçeklikten uzaktı, profesyonelce davranmıyordu.
Ich kündigte ihn, weil er irrational und unprofessionell handelte.
Kovdum seni. Neden buradasın?
Was wollen Sie hier? Sie sind gefeuert.
Bill Stoneu bugün kovdum. -Ne?
Was? Ich feuerte heute Bill Stone?
Hepsini ben kovdum. Hayır.
Nein, ich feuerte sie.
Bugün Bill Stoneu kovdum.- Ne?
Was? Ich feuerte heute Bill Stone?
Onu kovdum çünkü mantıksız davrandı… ve profesyonellik dışı.
Ich kündigte ihn, weil er irrational und unprofessionell handelte.
Onu kovdum. Ben hastanedeyken eşyalarını almaya gelmiş.
Hat er seine Sachen geholt. Ich hab ihn rausgeschmissen.
Seni kovdum. Günaydın millet!
Guten Morgen, Fußvolk. Du bist gefeuert.
Hatırlarsan… Ben kovdum fakat o eski işini geri istedi.
Ich habe ihn gefeuert, aber er wollte seinen alten Job zurück.
Onları önünüzden kovdum, topraklarını size verdim.
Ich vertrieb sie vor euch und gab euch ihr Land.
Onları niye mi kovdum?” diye sordu K.
Warum ich sie weggetrieben habe?" fragte K.
İşimden ayrıldım, dadıyı kovdum çünkü daha iyisini yapabileceğimi sandım.
Ich habe gekündigt, die Nanny gekündigt, weil ich es besser kann.
Asistanını seni kovduktan 10 dakika sonra kovdum.
Ich feuerte Ihre Assistentin zehn Minuten, nachdem ich Sie gefeuert hatte.
Kovabilirim ve kovdum.
Ich kann und ich habe.
Bir çuval inciri berbat etti ve onu kovdum.
Sie hat's versaut und sie ist gefeuert.
Sonuçlar: 73, Zaman: 0.0392

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca