MANZARAYI - Almanca'ya çeviri

Aussicht
manzara
görünüm
olasılığı
şansı
beklentisi
Landschaft
manzara
peyzaj
sahne
arazi
kırsal
bölgesi
Ausblick
manzara
görünüm
bakış
görüntü
Anblick
manzara
görüntü
görmeye
bakışı
görünce
bakmaya
Spektakel
gösteri
şov
manzarayı

Manzarayı Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Bana manzarayı göster.
Ich zeige dir die Aussicht.
Bu manzarayı kaçırmak istemiyordu.
Sie wollte diesen Anblick nicht versäumen.
O kadar uykuyu, manzarayı nereden mi bulacaksınız?
Wo hat man vom Doppelstockbett aus schon so einen Ausblick?
Manzarayı seyredip rahatlayın, hayatta ve sağlıklı olduğunuza şükredin.
Sehen Sie die Landschaft an, entspannen Sie sich, freuen Sie sich des Lebens.
Bu manzarayı biliyorum.
Kenne ich. Diese Aussicht.
Manzarayı sevdiğim için burada değilim herhalde.
Ich bin nicht hier, weil mir der Ausblick gefällt.
Baban mı?- Bu manzarayı o da severdi.
Dein Vater?- Er mochte ihn sehr, diesen Anblick.
Bölgesel planlama ölçeğinde, çevre planlamacıları arazi kullanımı üzerindeki kısıtlamaları belirlemek için manzarayı analiz eder.
Auf der regionalen Planungsskala analysieren Umweltplaner die Landschaft, um die Einschränkungen der Landnutzung zu ermitteln.
Manzarayı gördün mü? Sana bakınca anlaşılıyor?
Hast du die Aussicht bemerkt?
Sana turistlerin asla göremediği manzarayı göstereceğim.
Ich zeige Ihnen einen Ausblick, den Touristen nicht sehen.
Kim görüyor bu manzarayı?
Wer kennt diesen Anblick?
Daha modern binalar manzarayı tamamlar.
Modernere Gebäude vervollständigen die Landschaft.
Sana yukarıdan manzarayı göstermek için sabırsızlanıyorum.
Ich will dir unbedingt die Aussicht von oben zeigen.
Gözlerini kapamıştı ama sonra araladı Yarı yoldaki manzarayı görmek için.
Augen fest geschlossen, doch sie sehen den Ausblick auf halbem Weg nach unten.
Çocuklarım, o an o manzarayı hiç unutamıyorum.
Meine Lieben, diesen Anblick werde ich nie mehr vergessen.
Çevrimiçi tartışma her zaman gerçek politik manzarayı doğru şekilde yansıtmaz.
Online-Diskussionen spiegeln die reale politische Landschaft nicht immer genau wider.
Manzarayı göreceği için heyecanlıydı.
Und aufgeregt, die Aussicht zu sehen.
O yüzden sadece beni ve manzarayı görüyorsunuz. Utangaçlık ediyor.
Er ist schüchtern. Also kriegt ihr nur mich und den Ausblick.
O geyşanın bacaklarının arasındaki manzarayı seviyorum.
Mir gefällt der Anblick zwischen den Beinen dieser Geisha.
Yaratılışın gerçek yeri, bizi daha önce görülmemiş bir deney yaşamanızı öneriyorlar: manzarayı dinleyerek keşfetmek.
Als wahrer Schöpfungsort schlagen sie uns vor, ein beispielloses Experiment zu leben: die Landschaft durch Zuhören zu entdecken.
Sonuçlar: 197, Zaman: 0.021

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca