NAFILE - Almanca'ya çeviri

vergeblich
boşuna
boşa
boş yere
nafile
başarısız
beyhude
zwecklos
boşuna
anlamsız
faydasız
gereksiz
yararı yok
işe yaramaz
nafile
beyhude
işe yaramıyor
umsonst
boşuna
bedava
beleş
ücretsiz
boş yere
bir hiç uğruna
boşa
karşılıksız
nafile
vergebliche
boşuna
boşa
boş yere
nafile
başarısız
beyhude

Nafile Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Genel olarak iblisler arasındaki savaşlar nafile.
In der Regel sind Kämpfe zwischen Dämonen nutzlos.
İkincisi, bu gerçek olsa bile dakikaları saymak nafile.
Und"B" bringt Minuten zählen nichts, selbst wenn er echt ist.
Parmak izleri nafile.
was Spuren betrifft.
Ben onu ikna etmeye çalıştım ama nafile.
Ich versuchte, sie zu überzeugen, aber es war sinnlos.
An8} Nişancılığın güzel ama nafile!
Ihr zielt gut. Aber vergesst es.
Yaptıklarının hepsi nafile, hepsi.
All Ihre Mühe ist sinnlos.
Biz burada olursak yakınmalar nafile.
Wir sind da, wenn es eng wird.
Anne gelene kadar sağa sola koşuşturdular ama nafile.
Vorher aber links abgebogen, nach Mutters.
Şüphesiz bu, sizin için nafile olur!”.
Das für euch vergossen wird.«.
Her kurtarma çabası nafile.
Jeder Rettungsversuch war verschwendet.
Yıkılanı onarmaya çalışıyorlar ama nafile.
Sie versucht zu reparieren, aber couldnt.
Allah rızası için nafile namaza niyet edilir.
die abendliche Mincha(Speiseopfer) von Gott angenommen werden.
sensiz hayat nafile.
unhold das Leben entronnen.
Jason Statham elinden geleni yapıyor ama ne yapsa nafile.
Jason Statham macht das, was er am besten kann… draufhauen.
Bu yoğunluğun azalması için zaman zaman çeşitli projeler geliştiriliyor ama nafile!
Von Zeit zu Zeit werden mehrere Projekte entwickelt, um diese Dichte zu verringern, aber vergebens!
Gallagher, buradakiler için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım ama nafile.
Gallagher, ich habe alles versucht, aber es nützt nichts.
Ancak kendi içimizde onu taşımıyorsak, nafile bulamayız.
Aber wenn wir es nicht in uns tragen, finden wir es nicht.
Yıllardır anlatırız, nafile.
Seit Jahren also, interressant.
Her şeyi denedi, ama nafile.
Er versuchte alles, aber es nützte nichts.
dümdüz, nafile değil.
flach und unersprießlich ist.
Sonuçlar: 52, Zaman: 0.0354

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca