ONU YAKALAMAK - Almanca'ya çeviri

ihn zu schnappen
ihn kriegen
ihn fassen
ihn greifen
ihn zu ergreifen
um sie einzufangen
ihn festnehmen

Onu yakalamak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Onu yakalamak istiyorum.
Ich will ihn festnehmen.
Onu yakalamak için polis köpeği kullanmışlar.
Ein Polizeihund hat ihn zur Strecke gebracht.
Eminim devrim muhafızları onu yakalamak ister.
Aber sicher will die Revolutionsgarde ihn haben.
Planımız onu yakalamak değil.
Ihn zu schnappen ist nicht der Plan.
Jack onu yakalamak ve diğer teröristlerin isimlerini almak için gönderilmişti.
Jack wurde gesandt um ihn zu fangen und die Namen der anderen Mitglieder zu bekommen.
Onu yakalamak zorundayız.
Wir müssen sie kriegen.
Onu yakalamak kolay olmayacak.
Sie zu fangen wird nicht einfach.
Onu yakalamak istiyor musun, istemiyor musun?
Willst du ihn erwischen oder nicht?
Anlaşıldı mı? Görevin onu yakalamak, katletmek değil.
Nicht um ihn zu töten. Du wurdest angeheuert, um ihn festzunehmen.
İlk fikrin onu yakalamak ve tahttan çekilmesini sağlayıp sonra öldürmekti.
Deine Idee war, ihn zu fangen, abdanken zu lassen und dann zu töten.
Onu yakalamak zorundasın!
Du musst sie fangen!
Bakın onu yakalamak bir hafta bile sürmedi.
Wir erwischten ihn in weniger als einer Woche.
Onu yakalamak benim işim.
Ihn zu erwischen, ist meine Aufgabe.
Onu yakalamak ne kadar vaktimizi aldı, bir bilsen.
Du hast keine Ahnung, wie schwer es war, ihn zu fangen.
Onu yakalamak için de kanıta ihtiyacım var.
Um ihn festzunageln, muss ich ihn auf Tape haben.
Kapamadan önce onu yakalamak istiyorum.
Vielleicht erwische ich ihn noch, bevor er schließt.
Onu yakalamak istiyorsanız, onun amaçlarını anlayın.
Wenn Sie ihn fangen wollen, müssen Sie seine Absichten kennen.
Onu yakalamak için gerekli kanıt yok… ama ben olsaydım… bilmek isterdim.
Sie haben noch nicht genug Beweise für eine Anklage, aber wenn ich Sie wäre, wüsste ich.
Mathilda, onu yakalamak zorundaydık! Hayır!
Mathilda! Wir mussten ihn ergreifen! Nicht!
Onu yakalamak üzereyim.
Ich habe ihn fast.
Sonuçlar: 78, Zaman: 0.0625

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca