YAKALAMAK - Almanca'ya çeviri

• fangen
• schnappen
• erwischen
• erfassen
• festhalten
• kriegen
• haben
• festnehmen
• aufholen
• ergreifen
• Erfassung
• Ergreifung
• einholen
• der Haken ist
• die Festnahme
• nachholen
• drankriegen

Yakalamak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

Kötü adamları yakalamak için çok fazla.
So viel zum Fangen von Bösewichten.

Onu hemen yakalamak zorundayım!
Ich muss diesen Kerl sofort schnappen.

Yakalamak gerek böyle anları.
Solche Augenblicke muss man festhalten.

Hayır, kötüleri yakalamak istiyorum sadece.
Ich will nur die Bösen erwischen.

Benim. Kimse bu adamları benden çok yakalamak isteyemez.
Das ist meine Verantwortung. Niemand will diese Leute mehr als ich haben.

İki sinyali aynı anda yakalamak.
Zwei Signaltypen gleichzeitig erfassen.

Mulder, FBI seni yakalamak isteseydi yapabileceklerinden hiç şüphem yok.
Mulder, wenn das FBI dich kriegen wollte, dann könnten sie das auch.

Ve yakalamak- up gerekir.
Und du musst aufholen.

Suçluları yakalamak ve çok ödül almak için Şiddet Suçları Birimine gitmek istiyorum.
Und viele Auszeichnungen gewinnen. Ich will zur Einheit für Gewaltdelikte, Verbrecher festnehmen.

Bu şeyi yakalamak istiyorsunuz, değil mi?
Sie wollen das Ding fangen, richtig?

Seni yakalamak ve bir daha hiç bırakmamak istiyorum.
Ich will dich festhalten und nie wieder loslassen.

Bu katili yakalamak zorundayız.
Wir müssen diesen Mörder schnappen.

Hayır, kötüleri yakalamak istiyorum sadece.
Nein, ich will die Bösen erwischen.

Arias! Ve onu yakalamak bizim görevimiz!
Und wir haben die Aufgabe, ihn zu erledigen!- Arias!

baselining verilerin anlık görüntülerini yakalamak için kullanılabilir.
Baselining verwendet werden, zum Erfassen von Momentaufnahmen der Daten.

Ben de senin kadar Stani yakalamak istiyorum ama bu bir şeyi değiştirmez.
Ich will Stan genauso kriegen wie du.

Bourneu öldürmek yerine yakalamak daha iyi olabilir.
Wir sollten Bourne eher ergreifen, statt ihn zu töten.

Seni yakalamak ve bir daha hiç bırakmamak istiyorum.
Dann möchte ich dich festhalten und nie wieder gehen.

Onu yakalamak istiyorum.
Ich will ihn festnehmen.

Piper, Conradı ödül parası için yakalamak istemiyordu. Ya da fazlası.
Oder mehr. Piper wollte Conrad nicht für die Belohnung fangen.