Oturduğu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Seyircilerin oturduğu.
Pilotun oturduğu küçük oda.
Adamın oturduğu yer.
İşçi sınıfının eyer üstünde oturduğu bir şehri ilk kez görüyordum.
müşterilerinizin oturduğu sandalye kadar önemlidir.
Ghislaine Maxwell duruşma boyunca oturduğu savunma masasında.
Burada kimsenin oturduğu yok.
En büyük sınavım Liverpoolu oturduğu lanet tahtından indirmek!
Yıldızları ve ünlüleri oturduğu Yeni diyet.
Ne peki? Pilotun oturduğu küçük oda.
Zack Wakefieldin oturduğu yeri söyleyebilir misiniz?
İşçi sınıfının eyer üstünde oturduğu bir şehri ilk kez görüyordum.
Bu şemsiye temel olarak insanların gelip açık alanda oturduğu restoranlarda saklanır.
Beyaz Sarayda kimin oturduğu umurumda değil.
Fiziksel bedeniniz Tanrının İlahi Fasedinin oturduğu geçici bir tapınaktır.
Adamlar Stinenin oturduğu köşeye doğru koştular.
Bu şemsiye temel olarak insanların gelip açık alanda oturduğu restoranlarda saklanır.
Dediğimiz şu Başkan Morty… koltukta kimin oturduğu umurumuzda değil.
Şehrin diğer yakası fakir halkın oturduğu bir bölgeydi.
Direksiyonda kimin oturduğu belli değil.