Oturmak için Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Gölgesinde oturmak için bol bol ağaç var.
Es gibt viele Bäume der Lage sein, im Schatten zu sitzen.Bedenimiz yalnızca oturmak için yapılmadı.
Unser Körper ist einfach nicht zum Sitzen gemacht.Verandada oturmak için çok güzeldi ve… boaters gidin izleyin.
Es war toll, auf der Veranda zu sitzen und die Boote Dışarıda oturmak için iki masası da mevcut.
Es gibt aber auch zwei Tische zum Sitzen.Oturmak için de çok uygundur.
Auch zum Sitzen gut geeignet.Bir olasılık dışarıda oturmak için.
Eine Möglichkeit, draußen zu sitzen.Oturmak için bolca bank var.
Dort gibt es viele Bänke zum Sitzen.Harika güneşli bir günde dışarıda oturmak için.
Toll an einem sonnigen Tag draußen zu sitzen.Hatta oturmak için sandalye bulundurmak dahi yasak.
Schliesslich soll ein Stuhl auch zum Sitzen einladen.Köpekler dışarı çıkmadan önce beklemek veya oturmak için öğretilmelidir.
Hunde sollten warten oder gelehrt zu sitzen, bevor sie nach draußen gehen werden.Güzel bir yer, oturmak için.
Ein schöner Ort zum Sitzen →.Bir olasılık dışarıda oturmak için.
Die Möglichkeit, draußen zu sitzen.Kimse bütün gün ön ofa ekranında oturmak için zaman vardır.
Niemand hat die Zeit, den ganzen Tag vor einem Bildschirm zu sitzen.Sessiz bir yer, oturmak için.
Ein ruhiger Platz zum Sitzen.Oturmak için sessiz bir yer bulun.
Findet einen ruhigen Platz zum sitzen.Güzel bir yer, oturmak için ve liman manzarası keyfini çıkarın.
Toller Ort zum sitzen und genießen Sie den Blick auf den Hafen.Bu masanın arkasında oturmak için, bir telefon defterine ihtiyaç vardı.
Teresa, masada oturmak için bedel ödedi.
Teresa hat für ihren Sitz am Tisch gezahlt.Bazen birlikte oturmak için çiftleri ayırırız Allen.
Buraya böyle oturmak için gelmediniz herhâlde.
Ihr seid nicht zum Rumsitzen da.
