Oturmaktan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Oturmaktan bahsetmiş miydim?
Yirmi gün boyunca sağlıklı insanlar, jimnastik yapmaktan, oturmaktan ve kalkmaktan men edildi.
Cidden, 24 poopy bezini, oturmaktan ve çekiç bütçesinden daha çok değiştirmeyi tercih ederim.
Diz çökme ya da uzanma, örneğin, oturmaktan daha az ağrılı olabilir.
O yaşlarda tabii ki Almanyada oturmaktan çok daha heyecanlı bir durumdu.
Ve sıcak bir araçta oturmaktan vazgeçmeyin.
Oturmaktan keyif alıyorum.
Bununla birlikte, TVnizin önündeki kanepede oturmaktan daha fazla egzersiz yapıyorsunuz.
Oturmaktan( gülüyor).
Yeni bir çalışma ayakta durmanın oturmaktan daha sağlıklı olmadığını gösteriyor.
Bilgisayarın karşısında oturmaktan keyif almıyorum.
Vücudumuz bütün gün oturmaktan nefret eder.
Bilgisayarın karşısında oturmaktan keyif almıyorum.
Temel olarak, bir masada oturmaktan daha fazla el oynanır.
Oturmaktan tutulmuş ayaklarımı masanın altından güçlükle çıkarabildim.
Ne yani, bütün gün burada oturmaktan daha iyi işim olamaz mı?
Burada oturmaktan başka yapacak bir şey olmalı.
Yapma, kimse yalnız oturmaktan hoşlanmaz.
Orada tek başıma oturmaktan korkuyorum.
Baltimoreda Martha Teyzeyle oturmaktan iyidir.