PARAVAN - Almanca'ya çeviri

Fassade
cephe
paravan
göstermelik
bir maske
Front
cephe
ön
paravan
Tarnung
kılıf
kamuflaj
kimliği
gizlenme
bir paravan
görünmezliği
kılık
gizlilik
gizlemeye
Deckmantel
kisvesi
kılıfı
adı
örtüsü
paravan
maskesi
alınabilirdi
nur
sadece
yalnızca
tek
ancak
sırf

Paravan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Ama gerçek belgeleri sadece paravan olarak alıp satıyordum.
Der einzige Grund, warum ich echte Dokumente kaufte oder verkaufte, war als Deckung.
Şehirdeki bir lokantayı paravan olarak kullanıyorlar.
Sie verwenden ein Restaurant in der Innenstadt als Deckung.
Ve Eric, paravan değildi.
Und Eric war nicht nur eine Fassade.
Kendi işlerini yürütmek için şirketi paravan olarak kullanıyorlar.
Sie nutzen die Firma als Versteck für ihre eigenen Geschäfte.
Bu yüzden mi orduya yasadışı silah ithal etmek için… Alfred Nysseni paravan olarak kullandınız?
Um für Sie, also die Reichswehr, illegale Waffenimporte zu decken? Dient deshalb Alfred Nyssen als Strohmann,?
Bu antika satıcısı işi paravan.
Diese Antiquitäten-Sache ist vorgetäuscht.
Oyuncak fabrikası paravan.
Die Spielzeugfabrik ist eine Fassade.
Eminim Boothun çevirdiği işlerin uyuşturucu ticareti için paravan olduğundan McLaughlinin haberi yoktur.
McLaughlin weiß nicht, dass Booths Geschäfte nur Tarnung für die Drogen sind.
Adet raflı; paravan olarak da kullanılabilir.
Mit 4 Regalböden- auch als Raumteiler verwendbar.
Waring bu şirketi, bir çok suç faaliyeti için çalışanların bilgisi olmadan paravan olarak kullanıyordu.
Waring hat es als Fassade benutzt für eine Menge krimineller Aktivitäten ohne das Wissen seiner Angestellten,
Paravan olarak kullanan bazı girişimcilere,
Die das Restaurant als Front für ihre anderen Interessen benutzen.
mağazayı paravan olarak kullanıp kokain satmaktan tutuklandı.
Einer seiner Mitarbeiter handelte mit Kokain und nutzte den Laden als Tarnung.
Benim tahminim hapishane şirketlerle şişirme kontrat yapıyor bunlar ya paravan şirketler ya da FitzCORE ortakları,
Meine Vermutung ist, das Gefängnis vergibt überteuerte Aufträge an Firmen, die entweder nur Briefkästen oder Subunternehmer von FitzCORE sind,
Araba bayisi açmak yerine ya da kokain işine paravan bir spor barı açmak yerine'' Öfke terapisti olacağım'' da karar kıldınız.
Und anstatt ein Autohaus oder eine Sportbar gegenüber einer Kokainhölle zu eröffnen, haben Sie entschieden,"Ich werde Wutbewältigungstherapeut.
Bu ve diğer sebeplerden ötürü bu davadaki kaçırılma olayının paravan olduğuna inanıyoruz.
auch aus anderen Gründen glauben wir, dass die Entführung in Bezug auf diesen Fall ein Vorwand ist.
Ailesinin Avrupa ve Ortadoğuda kurduğu yasal şirketlerin dünya çapındaki suç faaliyetleri için paravan olduğu söylentileri var.
Die legalen Firmen der Familie in Europa und im Nahen Osten… sind nur Fassade für kriminelle Aktivitäten auf der ganzen Welt.
Belki de bu şirket başka bir şey için paravandır.
Vielleicht ist diese Firma eine Fassade für etwas anderes.
Senin paravanının bir parçası mıyım?
Bin ich ein Teil ihrer Tarnung?
Bunun bir şeyin paravanı olduğunu düşünebilirsin.
Du glaubst vielleicht, das ist eine Fassade für irgendwas.
Sigortacılık, suikast işi için paravanmış sadece.
Der Versicherungsjob war nur ein Deckmantel für Attentate.
Sonuçlar: 53, Zaman: 0.0624

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca