PRATIK - Almanca'ya çeviri

praktisch
pratik
neredeyse
hemen hemen
uygun
resmen
fiilen
elverişli
münasip
teknik olarak
kullanışlı
Praxis
pratik
muayenehane
uygulama
ofisi
üben
pratik
egzersiz
çalışmak
uygulamak
alıştırma
uygulanması
alıştırma yapmak
prova yapmam
Übung
egzersiz
pratik
bir tatbikat
talim
antrenman
alıştırma
uygulama
asana
çalışmaya
praktikabel
pratik
uygulanabilir
kullanışlı
praxisnah
pratik
uygulamalı
praktische
pratik
neredeyse
hemen hemen
uygun
resmen
fiilen
elverişli
münasip
teknik olarak
kullanışlı
praxisnahe
pratik
uygulamalı
praktischen
pratik
neredeyse
hemen hemen
uygun
resmen
fiilen
elverişli
münasip
teknik olarak
kullanışlı
praktischer
pratik
neredeyse
hemen hemen
uygun
resmen
fiilen
elverişli
münasip
teknik olarak
kullanışlı
geübt
pratik
egzersiz
çalışmak
uygulamak
alıştırma
uygulanması
alıştırma yapmak
prova yapmam
praktizierender
übe
pratik
egzersiz
çalışmak
uygulamak
alıştırma
uygulanması
alıştırma yapmak
prova yapmam
Übungen
egzersiz
pratik
bir tatbikat
talim
antrenman
alıştırma
uygulama
asana
çalışmaya
praktikabler
pratik
uygulanabilir
kullanışlı
praktikable
pratik
uygulanabilir
kullanışlı
übt
pratik
egzersiz
çalışmak
uygulamak
alıştırma
uygulanması
alıştırma yapmak
prova yapmam

Pratik Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Pratik Psikologlar Ne Yapar?- Nasıl eğitildiler ve nasıl yardım edebilecekler.
Was machen praktizierende Psychologen?- Wie sie ausgebildet werden und wie sie Ihnen helfen können.
Pratik ekoloji her gün ve size yakın.
Ökologie und üben jeden Tag in Ihrer Nähe.
Kanun 9: Mutlak anonimlik pratik değildir, ne gerçek hayatta ne de Webde.
Gesetz 9: Absolute Anonymität ist weder im wahren Leben, noch im Web praktikabel.
Teori ve pratik birbirinden ayrılamaz.
Theorie und Praxis sind voneinander nicht zu trennen.
Harika ve pratik bir paylaşım ile tekrar karşınızdayım!
Wieder einmal eine super, praxisnahe Zusammenstellung von dir!
Ve pratik olmaya.
Und praktisch sein.
Sadece pratik lazım. Çalışıyorum.
Ich arbeite daran. Ich brauche nur Übung.
Pratik uygulama. Zamanda yolculuk.
Zeitreisen. Praktische Anwendung.
Sadece zevk ya da pratik için oynuyor olmanız fark etmez.
Egal, ob Sie nur zum Vergnügen spielen oder üben.
Eşzamanlı kullanım pratik değildir çünkü etkilenen bölge üzerindeki etkinin etkisi aynıdır.
Die gleichzeitige Anwendung ist nicht praktikabel, da die Auswirkung des Aufpralls auf das betroffene Gebiet identisch ist.
Patlama koruması- Teori ve pratik[ PDF, 2.76 MB].
Explosionsschutz- Theorie und Praxis[PDF, 2,83 MB].
Örneğin; Festo Didactic, pratik bilgi transferi için siber-fiziksel öğrenim platformu‘ CP Factoryi geliştirdi.
Für die praxisnahe Wissensvermittlung hat Festo Didactic beispielsweise die cyberphysische Lernplattform„CP Factory" entwickelt.
Birleşik Krallıktaki herkesten daha fazla pratik avukat yetiştirdik.
Wir haben in Großbritannien mehr praktizierende Anwälte ausgebildet als jeder andere.
Pratik konularda çoğunuzun bu kadar dikkatsiz oluşu… çok güzel.
Praktischen Dingen, die ist wunderbar.
Biz pratik düşünürüz.
Wir denken praktisch.
Pratik yapmadan bir şeyleri patlatmakta ustalaşılmıyor.
Übung macht den Meister, auch beim Hochjagen.
Bazen pratik yapabilir ve aktif oyunlar oynayabilirsiniz.
Manchmal kann man üben und aktive Spiele spielen.
Mutlak anonimlik pratik değildir, ne gerçek hayatta ne de Webde.
Absolute Anonymität ist im realen Leben oder im Web nicht praktikabel.
Güçlü ve pratik ürünler yapıyoruz.
Wir stellen starke und praktische Produkte her.
Pratik gösterdiği gibi, bunun etkisi neredeyse anlıkdır.
Wie die Praxis zeigt, ist die Wirkung fast augenblicklich.
Sonuçlar: 4866, Zaman: 0.0496

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca