SAF - Almanca'ya çeviri

naiv
saf
naif
toy
aptal
rein
içeri
saf
tamamen
temiz
girmek
gel
sok
binin
pur
sek
saf
leichtgläubig
saf
enayi
salaksın
ahmak
Reinheit
temiz
saflık
reine
içeri
saf
tamamen
temiz
girmek
gel
sok
binin
pure
sek
saf
ist
olmak
onun
olur
olun
olmak misin
ise
en
adamın
schiere
neredeyse
reines
içeri
saf
tamamen
temiz
girmek
gel
sok
binin
reinen
içeri
saf
tamamen
temiz
girmek
gel
sok
binin
pures
sek
saf
purer
sek
saf
naive
saf
naif
toy
aptal
naiven
saf
naif
toy
aptal
naiver
saf
naif
toy
aptal
leichtgläubigen
saf
enayi
salaksın
ahmak
sind
olmak
onun
olur
olun
olmak misin
ise
en
adamın
war
olmak
onun
olur
olun
olmak misin
ise
en
adamın
leichtgläubige
saf
enayi
salaksın
ahmak

Saf Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Saf fizik.
Reine Physik.
O kadar da saf değilsin, değil mi?
Aber so leichtgläubig wärst du auch gar nicht, stimmt's?
Saf yıkım.
Die pure Zerstörung.
Bu saf yetenek.
Das ist Talent.
Saf kaloriler aşırı içmemenin akıllıca olmasının birçok nedeni arasındadır.
Schiere Kalorien gehören zu den vielen Gründen, warum es ratsam ist, nicht übermäßig zu trinken.
Seo-kyung, nasıl bu kadar saf olabiliyorsun?
Seo-kyung, wie können Sie so naiv sein?
Bir nevi güzel saf bir tarafın var, tıpkı bir heykel gibi.
Du hast eine Art schöner Reinheit an dir, wie eine Statue.
Saf Işık, ateş ve su!
Reines Licht, Feuer und Wasser!
Saf şiirsellik.
Reine Poesie.
Sadece saf, güzel, filtrelenmemiş sessizlik.
Einfach pure, schöne, ungefilterte Ruhe.
Freeware ve shareware donatılacak bu yüzden saf olmayın, güvenlik için büyük bir tehdit.
Freeware und Shareware Bündelung stellen eine große Bedrohung für Ihre Sicherheit also nicht leichtgläubig sein.
Çıplaklıktan daha saf ne var?
Was ist mehr nackt als nackt?
Bu giysilerin saf sınıfı, kafaları hayranlıkla sıyrılmanıza yardımcı olur.
Die schiere Klasse dieser Kleidungsstücke hilft Ihnen, Köpfe in Bewunderung zu drehen.
Bu kadar da saf olamayız.
Sei nicht so naiv.
Ama saf kalmak zorundayız.
Aber wir müssen rein bleiben.
Ancak bu kadar, güzel ve saf bir hayvan, Ay Prensesine eşlik edebilir.
Kann der Begleiter einer Mondprinzessin sein. Nur ein Tier von solcher Schönheit und Reinheit.
Güçlü ve saf bir ot.
Wirkungsvolles und reines Gras.
Saf sevgi. Bu Tanrı.
Reine Liebe. Das ist Gott.
Saf, müthiş bir sevgi.
Pure, unglaubliche Liebe.
Saf falan değil.
Ist es nicht.
Sonuçlar: 3468, Zaman: 0.0556

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca